Kayıplar ve Zihinsel Surecler
- Son Güncelleme: Çarşamba, 20 Aralık 2017 14:37
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 3523
Terör ve Kayıplar
Son dönemde yaşadığımız olaylar ve en son yaşanan Ankara Tren garındaki olay ve çok sayıda insanımızın hayatını kaybetmesi ve yaralanması hepimizi üzdü ve üzmeye devam ediyor. Böyle bir katliamı planlamak, organize etmek ve gerçekleştirmek inanılır gibi değil. İçinde en küçük insan sevgisi olan bir kişi bunu yapamaz ama yapılıyor. Bunu engellemek için neler yapıldı, istihbarat hatası neler bu emniyet güçlerinin ve devletin sorunu. araştırmalardan bir sonuç ortaya çıkacağını düşünüyorum.
Terör ve Şiddet
Burada ilgileneceğimiz konu is,e şiddeti bu kadar yüksek olayların üzerimizde farkında olmadan yarattığı etkiler ve zihinsel süreçlerdeki sonuçları. İnsan hayatında kayıplar ve ölümler bizleri hep etkiliyor. Kaybettiklerimiz bizi çok etkilerden, toplumsal olaylardaki kayıplarımız bizi düşündüğümüzden çok daha fazla etkileyecektir.
Gezi Parkı 17 Ağusto 11 Eylül
Gezi Parkı'dan itibaren yaşamaya başladığımız baskılı ve kayıplarla dolu dönem, Suruç'ta yaşananlarla üst noktalara taşındı. Terörün yeniden başlaması ile biraz daha artan etkiler, Ankara Katliamı ile çok farklı bir noktaya geldi. Şimdi toplumda yaşayan herkes farkında olmadığı acı hissettiği, çaresizleştiğini düşündüğü, ne yapması gerektiğini bilmediği bir durum ortaya çıkacaktır.
17 Ağustos 1998 Depreminde yaşadığımız etki ne ise, Ankara Garı olayında da yaşadığımız aynı duygusal ve zihinsel sonuçları içeriyor. Orada çok sayıda insan kaybı doğanın ortaya çıkardığı bir sonuç olurken, bu olayı bir insanın yaratanın olması dolayısı ile daha korkutucu. Bu olayın etkisi ile 2001 yılında yaşadığımız ekonomik krizde 17 Ağustos depreminin de etkisi olduğu düşünülebilir.
11 Eylül 2001'de Amerika'da Dünya Ticaret merkezi yıkıldığında Amerika'lılarda böyle bir durumu yaşadılar. Yıllar sonra Amerika'lıların yaşadığı ekonomik krizin ardında 11 Eylül'de yaşananların etkisi olduğunu bilmek gerekiyor.
İki tane temel korkumuz var. Bunlardan birincisi düşme korkusu. Fiziksel veya zihinsel olarak kendimizi düşmüş gibi hissettiğimizde ortaya çıkan sonuç. Diğeri ise aşırı gürültü veya patlamalar.
Ankara'da pazar günü yaşanan olayda ikisi birden ortaya çıktı. Hem patlama vardı ve hem de çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi ve yaralanması zihinsel olarak düşmemizi sağladı. Türkiye'nin başkentinde, izin alınmış Barış için yapılan yürüyüşte bu sonucun ortaya çıkması hepimizi derinden sarstı.
Bu olayı yaşadığımızda, duyduğumuzda, haberleri dinlediğimizde farkında olmadığımız bir şaşkınlık ve donup kalmayı yaşadık. "Önce böyle Bir şey olamaz" dedik ve gerçekliğini kavrayınca giderek daha fazla acı çekmeye kendimizi düşmüş gibi hissetmeye başladık. Giderek ağırlaşma duygusu, acı hissinin yaygınlaşması, içimizden bir yapma isteğinin gelmemesinin nedeni geçmişte kapattığımız tecrübelerin ortaya çıkmasından dolayı hissettiğimiz, oldukça ağır olarak hissettiğimiz bir sonuçtur.
Bu dönemin uzun sürmesi ve hissettiğimiz ağırlaşmanın fazlalaşması, bizi hiç bir şey yapamaz hale getirebilir. Geçmişte yaşadığımız kayıplarımız, mutsuzluklarımıza, başarısızlıklarımıza ait sonuçlar farkında olmadan sorgulanacaktır. Duygularını hissetmemeye başlayan kişinin iletişimi zayıflayacak, kendisi da hayattan uzaklaşacaktır.
Hayatı Yaşamak ve Yönetmek
Yaşanan acının büyüklüğüne rağmen, hayatı yaşamaya başlamak ve kendiniz için bir şeyler yapmak tek çıkar yol olarak görünmektedir. Kaybettiklerimizin yapmak istediklerini yapmaya başlamak da bir yol olabilir. Yoksa kaybettiklerimizi ve onların ölümlerini düşünmek, hiçbirşey kazandırmayacağı gibi bu duyguların çevremize de yayılmasını sağlayacaktır.
Zor olsa da kaybettikleriniz ve kendiniz için yaşamaya başlamanız ve biraz zor olsa da devam etmeniz düşündüğünüzden daha yararlı olacaktır. Korku duymadan işinizi sürdürmeniz, sinemaya gitmeniz, doğaya çıkmanız, yeni öğrenme süreçleri başlatmanız, spor yapmanız, yazı yazmanız, yemek yapmanız çok şeyi değiştirecektir.
17 Ağustos Depremi sonrasında çadırkentlerde verdiğim “Depremle, Hayatla ve Kendimizle Barış” seminerleri çok sayıda insanın yeniden harekete geçmesinde önemli etkiler sağlamıştı.
Hayat Devam ediyor.Zor da olsa yaşamaya devam... Karar Sizin.
Cengiz Eren
NLP Uzmanı Eğitmeni
Posta Gazetesi Bölge Ekleri köşe yazısı.