Stratejiler ve Sonuçlar
- Son Güncelleme: Pazar, 16 Ekim 2011 17:24
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 5216
Ocak 2006 Best Dergisi (Sigorta Sektörü Dergisi)
Stratejiler hayatımızı yönetme biçimini gösteriyor. Stratejilerin bütünlük içinde olması ve süreklilik içermesi kişisel ve kurumsal olarak “istenen sonuca” ulaşmayı sağlıyor. Bu anlamda kurumsal olarak ifade vizyon ve misyon cümleleri de önemli, zira bu cümleler stratejileri ve uygulama planlarını da ortaya çıkarıyor. Kişisel olarak ise sonuçları “eda” ve tavır.
Bu yazımızda NLP teknikleri açısında stratejilerin nasıl oluştuğunu, oluşturulduğunu ve bunların sonuçlarının neler olduğunu inceleyeceğiz.
Duyular, duygular, kullanılan dil ve davranışlar arasındaki bağlantıları inceleyen NLP, aktarılan bilgiler içinde neler olduğunu fark etmemizi ve değişim gerekiyorsa bunların değişiminin nasıl olması gerektiğine de yöneticilere gösteriyor.
Genellikle tepe yönetiminde yer alan kişinin hayata karşı tavrı, yapmak istedikleri, bunları elde etmek için nasıl bir yol izleyeceği, kurumun bu kararlar alındıktan pazardaki durumunu da belirliyor. Yönetici değişikliklerinde bir değişimin ortaya çıkması doğaldır. Ancak bu değişim sürecinde giden yöneticinin modeli ile gelen yöneticinin kısa bir dönemde olsa uygulayacağı modelin birbirine yakınlaştırıldığı bir ara model kısa bir süre uygulanabilir. Yumuşak geçiş döneminden sonra yeni tepe yöneticisi kendi istediği modeli uygulamaya başladığında kurum için yeni bir dönem de başlayacaktır.
O halde içsel stratejilerin nasıl oluştuğuna bakmak gereği ortaya çıktığı görülecektir. Gerçekten içsel stratejiler nasıl oluşmaktadır. Bu anlamda beynimiz hakkında öğrenmemiz gereken önemli bir bilgi: “Beynimiz hiçbir boşluğu kabul etmemekte, bütün boşlukları doldurmak zorundadır”. Kişi farkında olsa da, olmasa da bu boşluklar doldurulacaktır. Farkında olmadan doldurulduğunda, boşluğu dolduran içerik kişinin hayatını da yönetmeye başlayacak, kişi bu nedene bağımlı hale gelecektir. Bu boşluklar birçok içerikte oluşabilir. Sevgi boşluğu, maddi boşluklar, başarı boşluğu, yapamadıklarına dair boşluklar, sosyal statü boşluğu gibi çok sayıda zihinsel boşluktan bahsedebilmek mümkündür ve daha da çeşitlendirilebilir. Bu boşlukların bir seviye derininde kişinin “kendisinin kendisindeki değeri” ile ilgili boşluk kişinin bütün davranışlarını farkında olmadan etkiler hale gelecektir.
Bu boşlukların fark edilmesi ve kişinin kendi isteği ile doldurulmaya başlaması kişinin kendi hayatını yönetmeye başlamasını sonucu ortaya çıkaracaktır ama bu da yeterli değildir. Bu boşlukların bütünüyle ve farkında olarak doldurulmasından sonra kişinin kendi istediği modele uygun, kendi kontrolünde boşluklar yaratması ve bunları doldurmak için çaba sarfetmesi gerekmektedir. Bunlar ise geleceğin kaynaklara uygun hedefler doğrultusunda yönetilmeye başlamasıdır.
Bilinmesi gereken noktalarda biri daha şudur. Doğadaki her madde hareketsiz kalmaya çalışmaktadır. Bu açıdan boşluklar hareketi sağlayan motivasyon araçları olarak görülmektedir. Denizlerdeki su, rüzgarın, yoğunluk ve sıcaklık farkının etkisi ile bir miktar hareket edecektir. Ama asıl hareket suyun buharlaşması, bulut haline gelmesi ve sonra kar veya yağmur olarak karaya düşmesi ile başlamaktadır. Sonra su, nehirler vasıtası ile yeniden denizlere dönünceye kadar hareket devam edecektir. Böylece çevrim tamamlanmış olmaktadır.
Bu anlamda da her işletmede de benzer bir çevrimin ortaya çıkması gerekir. Deniz kurumun sahip olduğu kaynakları gösteriyorsa, bu kaynakları doğru modelde kullanılmaya başlaması gerekmektedir.. Satışcıların hedeflenen bölgeye hareketi buharlaşmayı ve yapılan satışlar su halinde yeniden denize ulaşmayı ifade edebilir.Böylece doğal çevrim yeniden başlamak üzere tamamlanmıştır. Bu noktada stratejik olarak yapılan seçimler ve verilen stratejik kararlar tepe yönetiminin davranış biçimi ile özdeşleşecektir.
Bu konuda Hannibal örneği ilginç bir örnek olabilir. Hannibal gemilerini yakmış bir lider olarak tarihte yerini almıştır. Ancak dikkatli olarak incelendiğinde farklı sonuçlar ortaya çıkabilir. Kartaca’dan çıkan Hannibal Cebelitarık’a gelmiş, burada gemilerini yakmış ve Roma imparatorluğu’nun üzerine İtalya’ya doğru yola çıkmıştır. Ancak Alp Dağları eteğine geldiğinde belki de yaptığı yanlışı fark etmiş ve “Ya bir yol bulun, ya bir yol açın” cümlesini söylemiştir. Ama bu yapılamadığı için savaşı ve hayatını kaybetmiştir. Bu anlamda harekat planları ve stratejiler oluşturulurken “bölge”nin bütünüyle öğrenilmesi gereği çok net şekilde ortaya çıkmaktadır. Roma İmparatorluğu üzerine Cebelitarık yerine Napoli’den yürüseydi bugün bildiğimiz tarih daha farklı oluşabilirdi. Hannibal gemilerini yakarak kaynaklarına zarar vermiştir.
Bölge bu açıdan çok önemli hale gelmektedir. Global olarak düşünülmesi geleceğin planlanması açısından önemlidir. Ancak oluşturulan stratejilere göre uygulama planları yapılırken o bölgeye ve bölgedeki o ana uygun modeller oluşturulmadığında istenen sonuca ulaşmak mümkün olmaya bilir.
Bir denizdeki bütün suyu buharlaştırırsanız, oluşturduğunuz buhar bölgedeki hava durumunun etkisi ile başka denizlere akabilir. Bunu farkında olmadan reklamlarda ve reklam sloganlarındaki hatalarda görmekteyiz. Örnek vermeden şu kolaylıkla söylenebilir. Bir sigorta firması yaptığı reklam kampanyası ile başka sigorta firmalarının satışlarını kendi satışlarından daha fazla arttırabilir. Böylece kaynak kullanım sonucu kendisine “kar” olarak dönmemiş olacaktır.
Verilen stratejik kararlar, bu stratejik kararlar doğrultusunda oluşturulan stratejiler ve uygulama planları kurumun uzun dönemdeki durumunu yeni bir stratejik karar alıncaya kadar etkileyecektir. İstenen Sonuç elde edildiğinde tepe yönetimi yerinde kalmaya devam edecek, istenen sonuç elde edilemediğinde bu sonucu sağlayabileceği düşünülen yeni ekip ile değiştirilecektir.
Bölge hakkındaki bilgilerin sürekli ve detaylı olarak toplanması, incelenmesi ve biriktirilmesi yeni ve çok önemli bir kaynağın oluşturulmasını sağlayabilir. Bilgiler bölgede çalışan şatışcıların ve yöneticilerin gözlemlerine dayanmalıdır.
Kişisel hedefler ve kurumsal hedeflerin birleştirilmesi ise tepe yönetiminin oluşturacağı kurum kültürüne bağlıdır. Kurumda çalışan her personelin hem birey ve hem de takım olarak eşzamanlı hareketi kaynaklara uygun olarak oluşturulan hedeflere ulaşmayı kolaylaştıracaktır.
Sonuç olarak kurumlar da yaşlanabilir. Bu yaşlanmanın önüne geçebilmek, yöneticilerin koltuklarını kaybetmekten korkar hale gelmesini önlemek, öğrenme ve bilgi alma süreçlerinin sürekli olarak kullanılması ile mümkün olabilecektir. Ancak sadece bilmek yetmemektedir. Bilginin davranışlara aktarılması ile süreç kolaylıkla devam edebilir. Bu ise oluşturulan internet tabiri ile kurum içinde kullanılabilecek “açık kaynak kodlu” bilgilere dayanan stratejiler ve uygulama planları ile olabilir.
Cengiz Eren