Serhan Şeşen'i kaybettik
- Son Güncelleme: Cuma, 29 Haziran 2012 16:30
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 6825
Bir kış günüydü. Kar yerde 20 santimden fazlaydı yıllar önce. Hava soğuk ve gece yarısı sessizliği içinde botların karda çıkardığı sesler duyuluyordu yanlızca. Karanlık bir beyazlık etrafı sarmıştı, Kızıltoprak'ta. Demiryolu geçidinin altına doğru ilerlerlerken sokağın başında karşıdan gelen biri, düşünceli düşünceli yürüyordu, ayağının altından çıkan kar gıcırdaması sesiyle. Baktım bu çocukluğumdan tanıdığım bir simaydı.
"Merhaba" dediğimde düşündü, ve sonra "Merhaba" dedi. Yıllardır görüşmemiştik. Kızıltoprak tren istasyonunda çaldığı gitarın sesinin istasyonun tavanından yansımasını da hatırlamıştım.
Karşılaştığım kişi İlhan Şeşen'di. Ne yapıyorsun diye sorduğumda "Bursa'da banka müfettişliği görevinden ayrılıyorum. Artık Müzik yapacağım " demişti. Önemli bir karar vermiş görünüyordu. Bu kararın kendisi için iyi olması gerektiğini söyleyerek ayrıldık. Sonrasında da hiç karşılaşmadık, televizyon ekranlarından gördüğüm anlar dışında. Sonrasında ise çok meşhur olmuştu. "Neler oluyor bize gülüm neler oluyor" şarkısı ile gündemi yakalamış ve şarkı hit omuştu, uzun haftalar boyunca. Müziğin çok çabuk tüketilemeye başladığı ülkemizde, bu şarkı tutmuştu. Yeğenleri ile kurduğu orkestra Grup Gündoğarken programlarda daha çok yer alıyor ve bir çok eser ortaya çıkıyordu.
Sonrasında orkestra dağıldı, nedeni bilinmez. Bir başka kare aklıma takılmıştı. Boğaz köprüsünü alkollü geçen İlhan Şeşen başı kanlı vaziyette kameralara "Kurtarın beni arkadaşlar" diyordu., "Kurtarin" beni. Kameramanlara söylediği sözler farkında olmadan küçük bir yaralanmadan çok korktuğunu anlatıyor ve bütün Türkiye'de bu korkuyu hissediyor ve kendi görüntüsüne bu duyguyu kaydediyordu.
Yeğenleri ile kurduğu Grup Gündoğarken dağılmıştı ve yollar ayrılmıştı. Neler yaşandığını kendileri biliyor olabilirler ama iyi giden işlerde liderlik kavgası onları da yol ayrımına getirmişti. Sonrasında Serhan Şeşen'in adını gazetelerde okumaya başladık, keşke okumasaydık. Önce Hasta olmuş ve sonra da yanlış tedavi uygulanmıştı. Sonuç gerçekten de hepimizi şok edecek sonuç olarak görülüyordu. Serhan Şeşen'i kaybetmiş ve üzülmüştük.
Bir tesadüf sonucu gittikleri "cemaat"a ait bir hastanede dövmesi olduğu ve motosiklete bindiği için bizden değil gözü ile bakılmış ve uygulanan yanlış tedavi sonucu hayatını kaybetmişti. Babası böyle söylüyordu.
Burhan Şeşen'in Milliyet Pazar'da yayınlanan hüzünlü röportajı içinde önemli cümleler var. Röportajın başlığında baba Burhan Şeşen'in söyledikleri yazılmış. "Hastanenin bakışı şu: “Dövmesi var, motora biniyor, bizden değil. Yaşamasa da olur” Bu gerçekten o hastanedeki doktorlar için ve hipokrat yeminine ters düşen davranışlarını açıklayan bir görüş.
Babasının söyledikleri arasında "Onu ünlü davulcuların hocası Burhan Tonguç’a götürdüm. Serhan’ı dinleyince ağladı, “Bu çocuk efsane olacak” dedi.
Bir başka cümle de önemli "Bir gün bas çaldı, Gürol Ağırbaş “Her şeyi bırakıyorsun, bas çalıyorsun” demişti, inanamamıştı yeteneğine. " Diğer cümle ise diğerleri kadar önemli. "Galatasaray Felsefe’deki hocaları geldiler, dediler ki “Serhan milyonda bir gelecek bir öğrenci”. Milyonda bir gelecek bir çocuk, milyonda bir olacak bir ihmalin kurbanı oldu, tuhaf. "
Meraklı, akademisyen olmak isteyen, çevresinden dolayı farkettiği müzik yeteneklerini geliştirmiş biri Serhan Şeşen. Müzisyen olmak istemiyordu. Babası söylemiyor belki de farkında değil ama Serhan Şeşen çok yetenekli belki de bir dahi idi. Ancak öğrenemediği tek şey zeka hızı fazla ve algı hızı yüksek kişilerin kendilerini diğerlerinden fazla korumaları gerektiği idi. Zira herkes farkında olmadan kendisi gibi olmasını istedikleri için onu önermeler bombardımanına tutmuşlardı. Sen şöyle yap, sen şöyle ol diye. Ancak bu önermeler reddedildi mi? reddedilmedi mi? bilmiyorum.
Ancak Serhan Şeşen çok sayıda eser bırakabilecek ve yazabilecek iken hayatını kaybetti. Bu sadece Şeşen ailesi için değil, hepimiz için acı ve olmaması gereken bir son, yetenekleri tabii ki önemli ama genç olması daha da önemli. Serhan Şeşen röportajda da söylendiği gibi bir efsane oldu. Genç yaşta kendilerini koruyamadıkları için hayatlarını kaybeden James Dean'den, Kar Beyazdır Ölüm'ü söyleyen Kerim Tekin ve Barış'a kadar sayılabilecek yüzlerce genç insan gibi. Kimi kazadan, kimi hastalıktan, kimi de başka nedenlarden dolayı.
Kaynakları zengin, algı hizi yüksek ve bağlantıları çok hızlı kuran kişilerin çok daha dikkatli olması gerektiği. Bunun için de bu kişilere ya da çocuklara " hayır" diyebilmesini ve hayatlarını nasıl yöneteceğini öğretmek hepsinden daha önemli.
Bu yapılabilir mi? Verilen "evet" cevabı Şerhan Şeşen'i geri getirmese de Serhan benzeri çocukların ve gençlerin zarar görmelerini engelleyebilir.
Grup Gündoğarken ve aile için hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktır ve bu etkileri üzerlerinden mümkün olduğu kadar çabuk atmaları ve kendileri için olmasa bile Serhan için hemen birşeylere başlaması gerekmektedir. Kendileri için yapabilirlerse çok daha kolay olabilir.
Cengiz Eren
http://www.erenlp.com