Hayatı Yaşamak ve Yönetmek.
- Son Güncelleme: Salı, 03 Ocak 2017 16:56
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4743
Robin Williams'ın intiharı üzerinden çok geçmedi. Kendi evinde karısı değil bakıcısı tarafından kadın tarafından bulunmuştu. Yalnız geçen çocukluk, evden uzakta olan baba, anneye olan bağlılık ve büyük bir evde hissettiği büyük yalnızlık.
Uzun yalnızlıkları sırasında oynadığı 2000 asker oyuncak, onun Good Morning Vietnam filminde başarılı olmasına, annesi kendisini sevsin diye yaptığı espriler iyi bir stand-up'çı olmasını sağlamıştı ama derin yalnızlığı hep devam etti.
Filmleriyle insanları hayata bağlamaya çalışırken, kendisi hayata bağlanamadı.Sonrasında Cem Garipoğlu'nun intiharı basında yoğun olarak yer aldı. Robin Williams'la aynı şekilde intihar etmişti.
Cinayet ve intihar haberleri basında yer aldığında bundan bir çok insan etkileniyor. Nasıl etkilendiklerinin ise farkına varamıyorlar. Sonrasında ise benzer olaylar gerçekleşiyor.
"Bu akşam ölürüm" şarkısı da ilk çıktığında büyük bir patlama yaptı. Dil açısından bakıldığında "bu akşam ölürüm" cümlesi yanlış bir cümle. Geniş zamanı sürekli ve benzer yaptığımız işlerde kullanıyoruz. Ölüm ise sadece bir kez karşılaşılan bir durum Ölüm içeriğinde geniş zaman kullanımı iki sonuç ortaya çıkacaktır.
Ölüm korkusu yaşayan insanların üzerindeki ölüm korkusunu azaltırken, ölmeyi düşünenlerin ölmesini kolaylaştırabilecektir bu cümle. Böyle de oldu başlangıçta ama daha sonra cümlenin yanlış olduğu farkında olmadan anlaşılınca ölüm korkusu duyan büyük çoğunluk, Murat Kekilli kendilerine ölümü hatırlattığı için onu hayatlarından çıkardılar.
Bugün Murat Kekilli güzel şarkılar yapsa da sadece kendisini takip eden az sayıda insan tarafından dinleniyor.
Mehmet Pişkin videosunda ise farkedilen nokta yaşadığı ayrışmanın uç noktada olduğu. Bardağı taşıran son damla duygusal bir boşluk olsa da, daha öncesinde yaşadığı bir çok olayın bu sonuçta olduğunu düşünebiliriz.
Dikkati çeken noktalardan biri de, bunu yapmayı daha önceden düşündüğü ve hamile arkadaşının doğuracağı bebeği düşünerek bunu ertelemiş olduğunu ifade etmesi.
Kendisinden bahsederken ise bir makineyi anlatır şekilde anlatması. "Kullanım süresi burada doluyor" cümlesi kendisini nasıl gördüğünü açıkça ifade ediyor. Bu Fatih Terim'in Kaleci volkan'ın sakatlığı için "arızası var" demesi ile eşdeğer.
Ayrışma kişinin kendisini izlemesini ifade ediyor. Kendisini üçüncü tekil şahıs kullanarak anlatan kişiler farkında olmadan ayrışmayı da ifade ediyor. "Kendime dedim ki, sen bu hatayı nasıl yaparsın" diyen bir kişi de ayrışma başlamış diyebiliriz. Bu ayrışmanın nedeni ise kişinin geçmişte yaşadığı tecrübelerin etkisinin fazla olmasından kaynaklanıyor olsa gerektir.
Kişi yaşadığı olayları sanki başkası yaşıyormuş gibi hissedecek, bu olaylardan etkilenmediğini düşünecek ama ayrışmanın sona erdiği durumlarda hissetmediğini ve kaydetmediğini düşündüğü olaylara ait duygusal sonuçları loğaritmik şekilde yüzeye taşınacaktır. Böylece acıyı toplu olarak hissedecek ve sonrasında ayrışma biraz daha artacaktır.
Ayrışma kredi kartı kullanımında bile görülebilir. Başkasının parasını harcar gibi kullanılan kredi kartı, hesap dökümü geldiğinde kendisine ait borç olduğunu farketmesi kişiyi şaşırtacak, sonrasında başka kredi kartları ile borcunu kapatmaya çalışacak ve en sonunda yüklü bir faturanın kendisine ait olduğunu anlayacaktır. Ama artık çok geç olacaktır. Sonrasında çevre yardımları, hacizler, sorunun çözülmeye çalışılması ve sonra benzer durumların yeniden yaşanması. Ayrışma devam ettiği sürece tekrarlanacaktır.
Zihinsel kapakların açıldığı yerlerden uzak durmaya da çalışacaktır. Uçak yolculuğunda kapaklar açılıyorsa, bende uçak korkusu var diyecek ve uçaktan uzak durmaya çalışacak ve zorunlu olmadıkça binmeyecektir ya da hiç binmeyecektir, örnek olarak.
Uzun yıllardır yaşanan terör olayları, Ergenekon davası sırasında intihar eden çok sayıda asker, hayatın, yaşamanın önemi yerine ölümün kutsanması, hesapların öbür dünyada görülmeye çalışılması, adalete olan güvenin kaybolması, insanın hayata olan bağını azaltan unsurlar. Doğal olarak ayrışma ve yabancılaşmayı da arttıracaktır.
Bazen bir röportajdaki kelime bile bu eylemi yapmayı sağlayabilir. Kişisel Gelişimle ilgili bir röportajda intihar sözcüğünün kullanılmasının "büyük hata" olduğu söylenebilir.
Bütün bunlar dışında yaşanan kişisel tecrübeler de ve bu tecrübelerin oluşturduğu stratejiler farkında olmadan işlemeye devam edecektir, kişinin zihninde.
Küçük bir çocuğunun doğumunu etkilememek için intiharını öteleyebilen birinin duygusal boşlukları olmasa, sevdiği kişi ile beraber olsa bunu daha da öteleyeceği hatta hiç düşünemeyeceği açıktır.
Videoda çalınan Ella Fitgerald şarkısındaki sözler de bu anlamda ilginç sayılabilir
."Everytime we say goodbye, I die a little, "Herzaman veda attiğimizde, biraz ölürüm" anlamına gelen bu sözler, son defa veda edildiğinde tamamen ölürüm anlamına gelecektir.
Ayrılığın ölüm anlamına geldiğini, bardağı taşıran damla ile anlatıldığı söylenebilir, videoda. Aynı zamanda bana veda etme haykırışı da bu cümlede gizlidir.
Ancak bu haykırış içinde geçmişte yaşadığı "terkedilmişlik" ya da "istenmeyen" olmak benzeri yaşadığı durumlar olduğunu da görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Sevilmeye ve kendisini istetmeye çalışıp, bunu gerçekleştiremediğinde geçmişte yaşadığı tecrübelere ait duygular yüzeye taşınacak ve kişi kendisini çok kötü hissedecek ve ayrışma son noktaya taşınacaktır.
Kişinin iş hayatı, işinde başarılı olması içsel ve zihinsel sorunların olmadığını göstermez.
Önemli olan kişinin kendi değerinin farkına varması ve ayrışmanın sona erdirilmesidir. Bu yüzden zihnimizin çalışma modelini bilmemiz, yaşadığımız tecrübelerin ortaya çıkardığı stratejileri farketmemiz ve kendi kararlarımızla değişerek hayatı yönetmeye başlamamız sorunu kökünden halledecektir.
Kişinin hayatta kalmak yerine ölmeyi tercih etmesi mantıksız bir süreçtir ve intihar farkındalıkla ve farkında olduğumuz aklımızla ilgilidir. Farkında olarak verilen bu karar başka içeriklerde verilemeyen kararlarının toplamı olarak ortaya çıktığı söylenebilir.
Sonuç olarak hiçbir ceylan kendisini kovalayan aslana yakalandığı ana kadar teslim etmez ve kaçmaya çalışır. Bir koyunun ayaklarını bağlamadan kurban edemezsiniz. Son anına kadar o durumdan kurtulmaya çalışacaktır. Bu yüzden temel içgüdülerimizden biri olan hayatta kalmak üzerine düşünmeye başlamamız sorunu büyütebilir.Bunun farkındaysanız, hayatın dışına doğru çıkmaya başlarsınız.
Varolan duygusal boşlukların ve stratejilerin farkedilmesi ve değişimin "hayat değiştirerek" değil "hayatı yönetmek" için değişim kararını vermekle başlayacağını hepimizin bilmesi gerekiyor.
Sorun olsun, olmasın için zihnimizin nasıl çalıştığını bilmek, bağlantıları nasıl kurduğunu farketmek iyi bir başlangıç olabilir.
Cengiz Eren
21.10.2014