Uygulanan Şiddet,Kadınlar, Çocuklar, Nedenler

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Şİddetin Nedeni World Trade Center fotoğraf 1995 tarihinde çekilmiştir.

Şİddetin bir açıklaması olması gerek, Şiddet zihinsel süreçler açısından nasıl ortaya çıkıyor. Neden kadınlar ve çocuklar daha çok şiddet görüyor. Son zamanlarda gündemi ve gazetelerin 3.cü sayfasını dolduran şiddet haberlerinin fazlalığı ve çok sayıda insanın acı çekme nedenleri okuyacağınız yazı ile açıklanmaya çalışılıyor. Şiddet öğrenilir, Şiddeti bilen şiddet uygular, kendisini güçsüz hissettiği durumlarda.  

Yayılan Şiddet

Günümüzde şiddet giderek, Türk toplumunda giderek yaygınlaşıyor. Cinayetler, kavgalar, dayaklar, gözü kaşı moraran kadınlar, çocuklar.. Gazetelerin 3.cü sayfa haberlerinde giderek daha fazla yer alıyor. Şiddeti önleme kampanyaları düzenleniyor, kanunlar çıkartılıyor ama devam ediyor. Sonuç değişmiyor. Geçmişte Tom ve Jerry'de, Temel  Reis ve benzeri çizgi filmlerde hep şiddet vardı. Temel Reis sevgilisini elinden almak isteyen Kabasakal'ı döverdi, sürekli olarak.  Sonra bilgisayar oyunları oynamaya başladı çocuklar, sürekli olarak savaşan ve rakibini öldürmeye çalışan çocuklar. Oyunda kendileri kaybettiklerinde yeniden oyuna başlayabiliyorlar.

Müzeyyen Olayı

Haziran 2009'da yaşanan Müzeyyen olayı şiddetin üst noktalarından biri idi. Gündemde aylar boyunca yer aldı. Hem de manşetlerde. Daha sonra buna benzer çok sayıda durum görüldü ve yaygınlaştı. Hatta Serdar Ortaç bir şarkısında, "seni atacağım poşete yazık" cümlesini bile kullandı. Bu bir insan için söyleniyorsa, poşete atabilmek için parçalamak gerekiyor. Şarkı tam da bunu çağrıştırıyor, çöp tenekesinde bulunan kanlı poşetler için.

Yapılan Yayınlar

Bu konuda yazılanların ve yapılan yayınların, şiddetin artmasında etkisi var. Şiddet görünür hale geldikçe yaşanan örnekler de artıyor. Geçmişte bunu kapkaç olaylarında da görmüştük. Sonra tedbir alındığında ve insanlar uyanık davranmaya başladığında kapkaç haberlerini göremez olduk. Kapkaç neden azaldı da, şiddet neden azalmıyor ? Sorusu sorulabilir. Kapkaç kişinin farkında olarak planladığı ve organize ettiği bir yapı da iken, şiddetin farkında olmadan ve bir anda ortaya çıkan bir yapıda olduğunu biliyoruz. Bu yüzden engellenmesi çok kolay değil. Zihinsel süreçlerdeki yapının değişmesi gerekiyor.

Öğrenilen Şiddet

Şiddete giden yolun yapı taşlarını toplumsal yapı içinde aramak gerek. Şiddet öğrenilir. Özellikle çocuk yaşlarda görülen şiddet, bunun en önemli noktalarından birisi. Daha sonra çevresinde şiddeti gören kişilerin zihni bu duygularla dolacaktır. Maçlarda, darbelerde, terör olaylarında görülen olaylar, şiddetin ortaya çıkmasında önemli bir etken. Baba ya da annenin çocuğa uyguladığı şiddet, çocuk büyüdüğünde kendi çocuğuna uygulaması ile devam edecektir ve bu bir çevrim sayılabilir. Şimdi müze olan Diyarbakır cezaevinde hapisanedekiler gösterilen şiddet, bu kişilerin daha sonra dağa çıkmasını ve onlarında şiddet göstermesine neden olmuştur.

Kutsanan Başarı

Belki de kendimizi başarısız hissettiğimizden, başarıyı çok önemseyen bir toplumsal yapımız var. Okulda alınan notlar, giriş sınavlarında alınan puanlar bizim için hep çok önemli oldu. Anneler, babalar, öğretmenler, dershane öğretmenleri performansı önemseyince, bunu çocuklar da önemser hale geleceklerdir. Oysa başarı çok önemsendiğinde başarısız olma ihtimalinin arttığını biliyoruz. Çok sayıda insanın girdiği sınavlarda istediği sonuçlara ulaşamayan insan sayısı çok fazla. Böylece kendisini başarısız ve güçsüz hisseden insan sayısı da öyle.

Ayrıca yaşanan ekonomik krizler, darbeler doğal afetler, insanın yol açtığı felaketler, kişinin iç barışının bozulmasını ve korku ile dolmasını sağlayan nedenler. Depremler, 11 Eylül, Tsunamiler, savaşlar ve terör ve terörden ortaya çıkan kayıplar insan zihnine yaşanan kötü tecrübeler olarak kaydediliyor. Bu olaylar kişinin geleceğini zihinsel olarak karartacaktır. Bir de kişinin yaşadığı ve kötü hissettiği çok sayıda tecrübe var. Böylece zihinde kötü tecrübelere ait duygular hem de sistemde etkili şekilde biriktikçe birikiyor.

Kişi bu tecrübelere ait duyguları hissetmek istemediği için kendisinden zihinsel olarak uzaklaşmaya başlıyor ve bu olayları başkası yaşamış gibi hissetmeye çalışıyor ki, buna ayrışma diyoruz.

Stratejiler

Tabii dir ki bu tecrübelerin zihinde farkında olmadan oluşturduğu stratejiler de var. Kişi kendisini bir içerikte güçlü iken güçsüz hissediyorsa, ya da güçlü birinin güçşüz duruma düştüğünü gördüğü zaman farkında olmadan oluşan zihinsel süreçlerden dolayı kendini kendisi güçsüzleştirmeye çalışacaktır. Böylece kendisini kimse güçsüz bırakamayacaktır.

Bu stratejiyi kullanan kişilerin seçimlerinin de kendisinden daha güçsüz gördükleri kişilerden yana olması normal sayılmalıdır. Kendisinden güçsüz olarak gördükleri bu kişileri, kendileri gibi olmasınlar diye güçlendirmeye çalışacaklardır. Zira onları güçlendirebilirlerse kendileri de güçlenebilir hale gelebilecektır.

Herşey çok yolunda giderken, herhangi bir anda güçlendirmeye çalıştıkları insanların güçlü tepkiler göstermeleri durumunda, herşey karmakarışık hale gelecektir. Böyle bir durumda güçsüz görerek güçlendirmeye çalıştıkları insanlar, elde ettikleri gücü kendisine göstermekte, kendi güçsüzlüklerini biraz daha hissetmelerine neden oldukları veya onları güçsüz bıraktıkları anda ayrışma ortadan kalkmakta ve hissedilemeyen duygular toplu olarak yüzeye taşınmaktadır. Geçmişte gösterilemeyen tepkiler ve duyguların bir anda yüzeye taşınması, kişi beklemediği bir durumla karşılaştığı için gerçeği algılayamazhale gelmektedir.. Bu anlarda farkında olmadan zihinlerinde yer etmiş olan seçeneklerden birini kullanmaktadırlar.

Haberlerde şiddet vardır, dizilerde şiddet vardır, çocuklukta şiddet vardır, maçlarda şiddet vardır, askerlikte şiddet vardır. Kendisine bunlardan hangisi yakınsa veya hangisini yaşamışsa, o seçeneği farkında olmadan kullanmakta, dayak, bıçaklama, silah kullanma ve benzeri ağır bir tepkiyi göstermektedir. Bir başka deyişle, bildiği, elindeki şeçeneklerden en şiddetlisini kullanmaktadır.

Çok sinirlenen, herşeye kızan, bağırıp çağıran, oruç tutarken, araba kullanırken, maç seyrederken, maç yaparken  tepkileri sertleşen insanların şiddet gösterme ihtimali fazladır.

Yakın çevreye Acı Vermek

Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta ise, kişinin yakın çevresine acı çektirmesidir. Bir çok kitaba konu olmuş bu durumun basit bir açıklaması yapılabilir. Kişinin yakın ve uzak çevresi olduğunu düşünelim. Aynı olayı yaşarken, kişi yakın çevresine kötü, uzak çevresine daha iyi davranıyorsa, bu, merkezdeki kişinin kendisi ile iç barışının olmadığını gösteren bir durumu ifade etmelidir. Kiişi hayatında yanlış bir karar aldığında kendisini cezalandırıyorsa, yakın çevresine de hata yaptıklarında aynı şekilde davranacaktır.. Bu sistematik ,merkezdeki kişinin kendisi ile iç barışı sağlanana kadar devam edecek, sağlanmazsa süreklilik arzedecektir, yakın çevresine kendisine davrandığı gibi davranmaya.

Küçük örnekler vermek gerekirse, kendisi başarısız hisseden bir baba, oğlu başarısız olduğunda ona kötü davranacak, başarılı olduğunda ise bunun tesadüf olabileceğini sorgulamaya devam edecektir. Ancak şunu da unutmamak gerekir, kendisinden parça olarak hissettiği yakın çevresine kötü davranması, aslında onları sevdiğini de göstermektedir. Ayrışmış kişilerdeki sevginin acılı şekilde ifadesi de denilebilir, bu duruma.

Zihinsel Kapaklar

Şiddet sürecine bakıldığında ise durum biraz daha farklıdır. Şiddet ortaya çıkmadan önce yaşanması gereken durumların başında zihinde varolan kötü tecrübelere ait kapakların açılması gelmektedir. Bir dış uyaran veya çağrıştırıcı.  Bu kapaklar ani olarak açılabildiği gibi, kişinin kendisini güçsüz hissettiği durumların üst üste gelmesi veya bir başkası tarafından üst üste yaşatılması gerekmektedir. Ayni şekilde bir güçsüzlük hissettiği durum yaşandıktan sonra, düşünce olarak sürekli bu olayı düşünmek de kapakların açılmasına sebep olabilecektir. Şiddetin başlangıcı sinirlenmektedir, diyebiliriz.

Kişinin yaşadığı kötü tecrübeler ne kadar fazla ise yüzeye taşınan duygular ve bağlı olarak şiddetin etkisi de o kadar fazla olacaktır. Logaritmik duygusal bir etki ile ortaya çıkan bu durum, kendisini güçsüz bırakan nedeni ortadan kaldırmaya çalışmak gibi pozitif bir nedenle yapılsa bile, karşı tarafın zarar görmesi veya ölmesi, kendisinin de hapishane düşmesi nedeniyle pozitif bir sonuç vermemektedir. Kendini kaybeden kişi karşı tarafı yoketmeye çalışmakta ve şiddet ortaya çıkmaktadır.

Doğadaki Şiddet

Doğada şiddet vardır. Doğadaki şiddetin tek nedeni canlı kalmaya çalışıldığı içindir. Arslan geyiği yakalayıp ailesi ile yerken canlılığını devam ettirmeye çalışmaktadır. İhtiyacı olandan fazlasını yakalamaya yönelmez, zira buzdolabını bilmemektedir. Ayrıca bu şiddet sırasında en zayıflar ortadan kaldırıldığı için, sürünün geri kalan kısmının gen bozulması da engellenmektedir. Şiddet can tehlikesi için vardır ve doğal seleksiyon süreci ile desteklenmektedir.

Kişinin kötü hissettiği durumların ardı ardına yaşanması, zihinsel bir çevrim ortaya çıkartıyorsa, bir plan dahilinde, daha farkında olarak bu yoketme işlemini gerçekleştirmeye çalışabilir. O zaman kötü hissettiği duygularla planladığı durumu gerçekleştirebilir. Bu, farkında olarak ortaya çıkan bir durum sayılmalıdır.

Norveç'teki

Norveç'teki kampta Anders Behring Breivik, müslümanlara karşı hissettiği nefret duygularıyla, planlamış organize etmiş ve daha sonra Mümin Sekman'ın söylediği gibi tozu dumana katarak 90 genci katletmiştir. Ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın diyen Mümin Sekman ne düşünmüştür. Bunu yapan kişinin ne kadar başarılı olduğunu ve ne kadar meşhur olduğunu mu? Yoksa yazdıklarının ne kadar yanlış olduğunu mu? Bence bu kişiyi çok başarılı gördüğüne eminim, başarı düşünürü diye kendisin tanımlayan kişinin.

Şiddetten kurtulabilmenin tek yolu yaşanan tecrübelerin duygusal etkilerinden kurtulmaktır. Bu olmadığı sürece kişinin yaşadıklarına bağlı olarak istenmeyen sonuçlar ve şiddet ortaya çıkabilir.

Kadınların geçmişe göre haklarını daha kolay savunur hale gelmesi, erkeklerin kendilerini güçsüz hissetmelerini daha kolay sağlamakta ve erkekler kadınlar kadar kolay değişemediklerinden şiddet artmaktadır. Geleceğini planlayamayan bir erkeğin, geleceğini evlilik açısından da belirsiz hale getirdiğinizde, şiddet ortaya çıkabilmektedir.

Son olarak Unthinkable filminde de bu anlatılır. Bir Suçlu müslüman Amerikalıyı konuşturmak için şiddet uygulanırken, Amerika'nın demokratik bir ülke olduğunu ve şiddet uygulanmaması gerektiğini savunanlar, bir müddet sonra kendileri de şiddet uygulamaya başlamaktadırlar. Zaten film Guantanamo'da ve başka yerlerde uygulanan şiddetin haklı olduğunu kamuoyuna aktarmaya çalışmaktadır.

Şiddet öğrenilir. Şiddeti öğrenen şiddet uygular.

Kısa bir cümle, aslında dökülen her gözyaşında da gizlenmiş bir şiddet vardır. Bu ise yeni yazı konusu.

Cengiz Eren

NLP Uzmanı ve Eğitmeni

http://www.erenlp.com

İlgili Linkler:

 

TOP