NLP Bakış Açıları ve Esneklik
- Kategori: Yazılar Yorumlar
- Cuma, 16 Eylül 2011 14:52 tarihinde oluşturuldu
- Son Güncelleme: Cuma, 25 Mayıs 2018 16:39
- Cengiz Eren tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4805
Bu kadar çok bilgi içinde kişi kendisinde o güne kadar oluşmuş olan sistematiğe uygun olan bilgiler, ilgi alanına daha kolaylıkla girecektir. Ancak bu sonuç sadece bazı bilgilerin beyinde işlenmesine diğerlerinin ise fark edilmemesine veya pas geçilmesine yol açacaktır.. Geçmişte yaşanan tecrübelerin sonuçları ile sözle şekilde yazılı kayıtların, öğrenilen ansiklopedik bilgiler bu yapılanmayı uzun yıllardan beri gerçekleştiriyor demektir.
Bir şirketin aylık raporuna bakıldığında kimi, satışları, kimi karı, kimi karlılığı önemseyerek baktığında farklı sonuçlar elde edecekler ve yorumlar üreteceklerdir. Hangisinin doğru olduğunu bilmenin imkanı yoktur. Benzer olarak bu yıl işlerin iyi gitmediği turizm sektöründe satışı, doluluk oranını, gelen turist sayısını önemseyerek yorum yapan çok sayıda yönetici bulmak mümkündür. Hepsi de kendilerine göre doğru söylemektedirler. Ancak bu kendi istedikleri sonuçlara ulaşmalarını kolaylaştırıyor, yoksa zorlaştırıyor mu? fırsat ve seçenekleri azaltıyor mu? arttıyor mı? konularının incelenmesi gerekmektedir.
Gerçeğin çoğunlukla gözardı edildiği durumlar ise daha sonra çıkacak sorunların başlangıcı olacaktır. O zaman hayata baktığımız açı farkında olmadan hem bu anı hem de geleceği belirlemektedir. Yaşadıklarımız bakış açımızı belirlemiş, dış dünyadan alınan bilgiler, sadece ilgilendiğimiz konular oluyor ise, aynı açıdan bakmaya devam ederek, değişime direncin biraz daha artmasına sebep olabilir.
Genel olarak hayata bakışın farklı içeriklerde farklı seviyelerde bakılabilmesi davranış seviyesine aktarılacak kararın doğru olarak şekillenmesini sağlayabilir. Bunun kadar önemlisi dış dünyadan gelen bir bilginin yorumlanabilmesi de bezer önemde sayılabilir. Kişi olaylara ne kadar farklı ve esnek bakabiliyorsa, zihinsel süreçleri o kadar gelişmeye açık demektir.
Örneğin futbol içeriğinde bir futbolcunun yaptığı top kaybı seyirciler taraftar seyirciler tarafından hemen homurdanma ile eleştirilmektedir. Bu homurdanma içinde "ben kendim sahada olsam bu hatayı yapmazdım" şeklinde de düşünülmesindendir. Ancak bunun mümkün olmaması eleştiri dozunun artmasına sebep olmaktadır. Televizyondaki maç yayınlarında bunu kolaylıkla görmekteyiz. Aynı pozisyon için bir spiker "inanamıyorum, bu nasıl kaçar" derken, bir başkası "evet çok güzel bir çaba" şeklinde değerlendirilmektedir.
Yukarıda anlatılanlardan da fark edilebileceği gibi, bir davranış olsun, bir yazı veya bir söz olsun kolaylıkla eleştirilebilir. Ancak bu da fazla yarar sağlamayacaktır. Bunun için genel bir tavrın belirlenmesi ve bu tavıra uygun olarak yorum yapılması yeni sonuçlar zincirini ortaya çıkaracaktır. Genel olarak tTürk toplumunda ya tavırsızlık ya da çok sert bir tavır ortaya konmaktadır. Bu şekilde bakıldığında hayatı, davranışları, hayat tek açıdan görüldüğü için yorum yapılamamaktadır. Ancak genele bakıldığında yorum yapmak başkalarına bırakılmakta ve kişinin kendi düşüncelerine uygun yorumlar okunmaktadır. Gazetelerdeki köşe yazarlarının çokluğu ve farklı görüşteki yazarların aynı gazetede yer alması, tüketici esaslı bir davranıştır. Çok sayıda okuyucuyu, farklı görüşteki okuyucuyu yakalayabilmek.
Bir başka sonuç ise haber üretme maliyeti yükseldiğinde köşe yazarlarının artışının hızlandığıdır. Başka bir yazı konusu olacak kadar önemli gördüğüm bu konu üzerinde de düşünmenizi isterim. Gazetelerde köşe yazarlarının yerleri boşaltılsa, bunların doldurulması için takip edilmesi gereken haber ihtiyacının ne kadar çok olduğunu farkedebilirsiniz.
Bütün bunların ötesinde yaratıcılık süreçleri kullanılarak yeni bilgiler üretilebilmesi benim en önemsediğim içerik sayılabilir. Bir başkası çok para kazanmayı önemserken, diğeri popüler olma yolunda ilerleyebilir. Kişilerin geçmişte yaşadığı tecrübelerin yaratığı boşluklar, gösterilemeyen tepkiler veya verilemeyen kararlar şimdiki zamanda yaşanan andaki davranışı da farkında olmadan belirleyecektir. Küçüklüklerinde kendilerini kaybolmuş gibi hisseden ya da fiziksel olarak kaybolan kişiler daha sonra görünür olmya çalışmaları o tecrübelerin etkisinden kaynaklanmaktadır.
Farklı bakış açılarına ise şu örnekler verilebilir.
*Çizgili sporları seyretmek veya oynamak yaratıcılığı engellemekte, yönetilmeyi kolaylaştırmaktadır. (Çizgili spor dendiğinde futbol, basketbol, voleybol, tenis, havuzda yüzmek ve sınırlı bir sahada oynanan sporlar kastedilmektedir.)
* Zihinsel olarak sınırları fazla olan kişiler, içeriği sınırlı olan dizilere seyretmek, bulmaca veya sudoku çözmek gibi içeriklere bağımlı hale geleceklerdir.
* Denizin ve havuznn olduğu yerde havuzu tercih edenler risk üstlenmekte zorlanacaklardır.
* Okunduğu halde davranış değişimi ortaya çıkarmayan kişisel gelişim kitapları kişisel gelişimi engelleyebilir.
* Kişinin zihninde benzer içeriklerde kötü tecrübeler var ise benzer içeriklerde pozitif düşünmenin hiçbir yararı olmayacaktır.
Bulmaca çözmeyi seven kişiler, kelimeleri kareler arasına sıkıştırmaktan hoşlandıkları için bunu yapmaya devam ediyor olabilirler.
Yukarıdakı Günbatımında Damdaki Martılar fotoğrafına bakan her kişi bu fotoğraftan farklı sonuçlar veya yorumlar çıkarabilir. Kimi antenleri görürken kimi kuşları veya kuşların sayısını, kimi kendisini kaşıyan martıyı, kimi günbatımı renklerinin güzelliğini, kimi bacaları, kimi evin tamamının nasıl olduğunu, kimi nerede olduğunu, kimi bu fotoğrafın nasıl çekildiğini ve yakalandığını, kimi kompozisyonu .........
Bu görüşler oldukça farklı bakış açılarının ifade edilmesidir. Bunlar size anlamsız geliyorsa veya üzerinde düşünmeden reddediyorsanız, dünyaya dar ve tektönlü bir açıdan bakıyorsunuz demektir. Tabii bu da zihinsel süreçlerde bir değişimin olması gerektiğini göstermektedir.