Secret Sultan NLP Masalı
- Son Güncelleme: Pazartesi, 28 Mayıs 2018 15:56
- Cengiz EREN tarafından yazıldı.
- Gösterim: 4516
SECRET SULTAN
Bir masal veya hikaye olarak okuyabilirsiniz. İçinde Quantum bey, EFT, Secret ve Reiki hanım, Yaşam koçu,Yoga bey, o da, Buda var.
Quantum ve EFT
Quantum Bey yolda yürüyordu. Quantanamo'dan yeni çıkmış gibiydi. O sırada reklamlarda kendi adını gördü. Dikkatli olarak baktığında bulaşık makinesi deterjanı olduğunu anladı. "Hay Allah" dedi. "Adımı neden bulaşık makinesi reklamında kullanmışlar ki". Demek ki ben de bulaşıkları temizlemeliyim" derken, daha önceden tanıdığı EFT hanımla karşılaştı. EFT hanım, Secret Hanım'ın da iyi dostuydu. Daha önceden tanışmışlardı. "Nasılsınız" dedi EFT hanıma, aklından "bankadan mı geliyorsunuz" sorusunu sormak geçti ama soramadı. "İyiyim" dedi EFT hanım, "Reiki hanımla bir kahve içtik, sohbet ettik" dedi. "Keşke siz de orada olsaydınız". "Ben de olmak isterdim" dedi, Quantum bey, "inşallah yakında tekrar buluşabiliriz." EFT hanımla buluşmak için sözleştiler, Mail adresini almıştı tabii, telefonunu da. Ayrılırken "Biz Secret hanım'la birlikte geliriz" demişti. Neden Secret hanımla beraber gelecekti ki, işin içinde bir sır olsa gerekti.
Sızıntı Bey
Biraz daha ilerledi. Karşı tarafta yürüyen Sızıntı bey'i gördü. Gözlerinde iki damla yaş ve yavaş yürüyordu. Hem de "Şanlıyam, Vanlıyam, hem de PennsilVanlıyam" türküsünü söyluyordu. "Bu da ne kadar zamandır sızıyor, sızma zeytinyağı gibi." diye düşündü, quantum bey. Sızma zeytinyağı çağrışımı saçma olacaktı ama aklından geçmişti. Tam bunları düşünürken Sızıntı bey'le nasıl işbirliği yapabilirim'i de sorgulamıştı aynı anda aklında. Sızıntı Bey'in çok yerde cemaati vardı ve ağlayarak güçlenmişti. Ama bunu düşünürken bir sızı da duymuştu, nedenini bilmeden.
Islak Yaşam Koçu
Yaşam koçunu gördü. "Koçum benim " Nasılsın? dediğinde yaşam koçu şöyle bir baktı. Nasılsınız? doğru soru muydu? diye düşündü. "Toplantımız var gelir misin koçum" dediğinde, toplantıya koçlar gibi katılırım diye düşünüp evet dedi. Yaşam koçu doğru sorular sormalıyım toplantıda, doğru cevaplar alırsam güzel olur. Ne de olsa herkes katılıyormuş. "Ben de güle güle katılayım" dedi. "Ama önce bir güzel ıslanmam gerek" dedi kendi kendine.
Yoga
Yakındaki bir spor salonunda ise Yoga bey yoga yaptırıyordu. "Mantranızı söyleyin gözlerinizi kapatın, özlerinizi açın, bu dünyadan kaçın" gibi kafiyeli sözler yoga yapanların ilgisini çekiyordu. Gözler kapanmıştı ama düşünmeyi durduramıyorlardı, yoga yapanlar ve Yoga bey buna çok kızıyordu. Kendisi de aslında kızmayı engelleyemiyordu. Ama birşey söyleyemiyordu ve Yoga bey de gözlerini kapatarak durumu gözden uzak tutmaya çalışıyordu. Yoga bey bir anda camın önünden geçen Quantum beyi gördü. Biraz önce de EFT hanım ve Reiki hanımı da görmüştü. Tam içinden inşallah "Buda'yı görmem" derken, yoga yaptıkları odanın içinde göbeği kocaman Buda'yı gördü. "Bu da başıma geldi" diye düşündü. Evet bu gün o da, bu da, şu da kapısının önünden geçmişti. "En iyisi ben bunlarla bir toplantı ayarlayayım" diye düşündü. Böyle olmayacaktı toplantı yapmak için top lazımdı. Nereden almalıydı topu. Futbol topu mu? Ping pong topu mu? Yoksa tenis topu mu olmalıydı. En iyisi ping pong topu olsun diye düşündü. Toplantı da ping pong topları kullanılacaktı. Yoga bey dersini bitimek için söze başladı. "Yarın daha iyi yogalamanız gerekiyor yoksa ben sizi çok fena yogalarım" dedi, yoga yapanlara. Yoga yapanlar "bizi yogalamayın lütfen" inlediler. Ders bitmişti. Ne yapacağını düşünüyordu, toplantı için.
Sick Man
Aynı zaman diliminde ise Sick-man Bey, "evet buldum" dedi. Pizzacının önünden geçerken gördüğü "limitsizsiniz" yazısını gördüğünde. "Ah ne güzel kitap adı olur, pizza gibi satılır" diye aklından geçirdi. Evet pizza gibi satılır ve bir gün sonra da dışarı atılırdı ama bunu farkedemeyecekti, sick-man Bey. Daha önce de böyle çok yaratıcı şeyler bulmuştu. Ben gençlerin zeki ve akıllısını severim demişti, ama ahlakı unutmuştu. Olsun ahlak olmasa da olurdu. Olanda olur, olmayanda olmazdı. Dahil olduğu sızmacı cemaatinden bunu çok iyi öğrenmişti ve "gata-kulli" yapmayı kendisine şiar edinmişti. Şiar edindiği için şair olması mümkün olmayacaktı.
Toplantı
Yoga Bey telefonun başına oturdu. Toplantıyı yapmaya karar vermişti. Ve Herkesi aradı, aradı, aradı, aradı. Hepsiyle tek tek konuştu. Zaman da bir yerde buluşacaklardı. Zaman tersten okunduğunda namaz oluyordu. Toplantı bir hafta sonra yapılacaktı. Herkes bu toplantıya katılmak istemişti. Ne de olsa birlikten kuvvet doğar diye düşündüler. Zira hepsi tıkanmışlardı. Anlatamıyorlardı ama insanlar bizi anlamıyorlar diye düşünüyorlardı, zaten bunların yüzde 60'ı aptal diye düşünüyorlardı. Bunu ilk söyleyen kişi süper yazıyordu ama yazdığı gibi anlattığı için kimse anlamıyordu. "Anlatamıyorum" demek yerine dinleyenler aptal demeyi uygun bulmuştu. Telefonda Sızıntı Bey yine gözleri yaşararak "Toplantının moderatörü ben olmak istiyorum, hatta ben tüm zamanların moderatörü olup ebede geçmek istiyorum" demişti. Ama Amerika'dan nasıl gelecekti ki, gelecekte gelemeyecek olsa da.Ama Yoga bey hayır diyememişti "her işte bir hayır var" diyerek "evet" demişti. Herkes toplantıya hazırlanacaktı.
Toplantı Yapılıyor
Toplantıya önce Sızıntı bey geldi. Yerine oturdu. Bunların içine nasıl sızabilirdi. Onu planlıyordu. Sonra EFT hanım geldi. Sızıntı bey EFT hanıma "hoş geldiniz" dedi. EFT hanım, "gözünüz yaşlı size bir EFT yapabilirmiyim?" dediğinde "yaparsanız, ben de size bankadan yüklü bir EFT yaparım" dedi Sızıntı bey. EFT hanım buna sevinmişti." Oh" dedi " EFT'li EFT ne güzel olur" diye cevap verdi. Bu konuşmalar olurken kapıdan içeri sessizce tişörtünün üstünde iki büyük R harfi olan biri girmişti. EFT hanım sırtı dönük olduğu için görememişti. Sızıntı bey başı açık olan bu hanımı tanımamıştı ama EFT dönüp baktığında Reiki hanım hoş geldiniz dedi. İki R'nin anlamını şimdi kavramıştı demek R2 hanım buydu. Reiki hanım EFT'ye dokundu ve" enerjiyi hissediyor musun?" Dedi. Hissetmese bile "Evet" dedi. "Generatör gibisin" dedi, R2 hanıma. Yoga Bey'le, Buda Bey'de beraber girmişlerdi içeri. Ama Buda bey göbekli olduğundan koltuğa oturamayacaktı. Buda Bey, "herkese merhaba" dedi ve klasik oturuşu ile oturdu, doğrudan yere. Quantum Bey'in gelişi daha da ilginçti. Bir elinde quantum deterjanı vardı, adı buradan anlaşılsın diye. Diğer elinde ise ne vardı görülemiyordu. Saklar gibiydi. Sick Man geldiğinde Sızıntı bey toplantıyı yaşlı gözlerle açmaya başlyordu. O sırada ıslanmış vaziyette biri göründü kapıdan. Herkes bu kim diye düşünürken, bir tanesi bu yaşam koçu dedi. Islak olduğundan ona havlu verdiler ve kurumasını sağladılar ve toplantının açılış konuşması da başladı.
Sızıntı bey "Neden toplandık biliyor musunuz?" Dedi, yaşlı gözlerle. "Bilmiyoruz" dediler. Yoga bu sırada söze girdi. "Hepimiz yaptıklarımızla insanlara yardım etmeye çalışır gibi yapıyoruz ama olmuyor." "Birleşelim ve yeni birşeyler üretelim yoksa işimiz olmayacak" derken onunda gözleri yaşlanmıştı. EFT ile R2 hanım da "evet biz de birşeyler yapıyoruz ama olmuyor, Ne yapacağız? Bilmiyoruz" dediler. Bir slogan üzerinde çalışalım dediler, "kişisel gel işim bu, kişisel gel işim bu" sloganını hepsi beğenmişlerdi.
"N Yapamıyorsanız, M Yapın" diye bir ses duyuldu, nereden geldiği belli olmayan. EFT tıklamaya başlamıştı, R2 enerji alıp vermeye çalışıyordu. Yoga'nın gözleri kapalıydı, Sızıntı bey hıçkırarak ağlıyordu, sessizce acz, itaat, hoşgörü kelimeleri ağzından dökülürken. Sick man ise "kişisel kurtuluş savaşınızı başlatın ve kurtuluşa kadar gidin ama pangaltıdan geri dönün" diyordu.. Ne de olsa sick-man dediler içlerinden, diğerleri. Yaşam koçu ise ıslaklığı biraz geçmiş, doğru sorular sormam lazım, doğru sorular sormam lazım demeye devam ediyordu. Bu sırada Buda kendi önüne konan yiyeceklerden yiyordu. Diğerleri aç olsalarda kendi koca göbeği doymalıydı." "Bu da yenir, bu da yenir" yemekleri lüpletiyordu.
Toplantıda ses kesilmişti. Buda'nın ağız sapırtıları, Yoga'nın hareketsiz oturuşu, Sızıntı'nın yaşlı gözleri, quantum'un quantaları, EFT'cinin tıkırtıları, R2'nin evrenden enerji alma çabaları, ve sick-man'in "Kurtuluş, Pangaltı, kurtuluş, pangaltı", yaşam koçunun bizi engelleyen ne, bizi engelleyen ne soruları, sözlerle birbirine karışmıştı.
Her zaman olduğu gibi kendilerine bile yardım edemez durumdaydılar. Neyseki yoga getirdiği ping pong toplarını dağıtmıştı. Top oynamaya başladılar. Eğlenmeye başladıkları açıktı. Oynamaya devam ettiler, toplarla. Top lantı yapılmış oluyordu, böylece. Büyük bir olasılıkla toptan sonra kolbastı oynayacaklardı. Böylece toptan kolbastı çıkacaktı. "Kolbastıdan sonra külbastı yeriz" diye düşündü Buda. Sonra ne olduğunu bilmiyoruz.
Hepsinin ortak noktası insanları yönetebilir hale getirmekti. Hayır demesini bilmekleri gibi, öğretemiyorlardı. Bilinmeyen şey zaten öğretilemezdi. Aslında insanları pasifleştirmeye çalıştıklarının bile farkında değillerdi. Ağlayın, acı çekin, razı olun diyerek, hayatların yönetimlerini kendi ellerine almak istiyorlardı hepsi. Bir zaman mürittiler, sonra mürşit olmaya kalktılar, yeni müritler yani müşteriler yaratmaya çalışıyorlardı. Ama olmuyordu istedikleri. Hayır demesini öğrenen insan sayısı arttıkça kendileri güçsüzleşiyorlardı. Hayır diyemeyenler ise başkalarının yönetimine girmeye başlıyordu kolaylıkla.
Kıssadan hisse İMKB'den alınabilir mi? Bence alınabilir. Ak Akçe Kara gün için ise, kara akçe ak gün için midir? Sapla samanı karıştırmadan sakla samanı, satarsın gelir olur sana o zaman. Yedisinde neyse yetmişinde de o, cümlesinden Benjamin Button filmi yazılmış olabilir mi? Ağaç yaşken eğilir, bu yüzden mi bütün oyunlar çocuklar üzerinden oynanıyor, onların birilerinin önünde eğilebilmesi ve el öpmeyi öğrenmesi için mi? Bir deli kuyuya taş atar ve kuyuda su bu sebepten olduğu anlaşılabilir mi? O zaman "one minute, one minute" ve "Seninle bir dakika mutlandırıyor beni" ile bu yankı'sı çok olacak yazı biter. Secret'taki tek secret, C ve R arasına konan T harfi ile ortaya çıkmaktadır.
http://www.erenlp.com