sedat ergin

 

  • Ertuğrul Özkök, Obama ve Gözyaşı

    Ertuğrul Özkök, Hürriyet Gazetesi Obama ve GözyaşıErtuğrul Özkök

    Ertuğrul Özkök'ün yeni halini seviyorum. Duygularını daha iyi ifade ediyor, her ne kadar ara sıra hesaplaşma içine giriyorsa da, yazılarında. Obama'nın seçım konuşması ile ilgili duygularını da yazmış, 8.Kasım 2012 tarihli yazısında.

     

     

    Şöyle Yazıyor.

     

    "Ertuğrul ÖZKÖK

     

    8 Kasım 2012

     

    Biz de siyah bir mehdi mi bekliyoruz

     

    Bu yazıyı dün sabah saat 08.45'te yazmaya başladım.

     

    O sırada seçimi kazanan Başkan Obama balkon konuşmasını yapıyordu.

     

    O konuşuyor, bense ağlıyordum.

     

    Hani şu bazen hepimize gelen, nedenini tam çıkaramadığımız türden bir ağlama...

     

    Sevinçten mi, yoksa hüzünden mi ağladığınızı anlamadığınız tuhaf bir ruh hali.

     

    O duygularla hemen yazmaya başladım.

     

    Çünkü araya zaman koyup, makulleşmek, duygularımı zapturapt altına almak, şurama kadar gelip de söylemek istediğim şeyleri şu veya bu nedenle sansürlememek için hemen yazdım."

    Gözyaşı

    Bu gibi durumlarda neden ağlanır. Kişinin gözünden nedenini bilmediği gözyaşları akar.  Ve sonra ağlama sona erer.  Duruma göre bazen çok, bazen de gözlerden bir kaç damla gözyaşı akar.

    Obama yeniden seçilmiştir.  Gazeteci Ertuğrul Özkök ise gözyaşı dökmektedir. Bu pek anlamlı görünmemektedir. Neden gözyaşı döksün ki: Obama'nin seçilmesine sevinebilir, seçilmeseydi üzülebilirdi.   Ama böyle olmamış.

    Burada farkedilmesi gereken nokta şu, Obama başarılıdır ve iktidarını devam ettirmektedir. Çalışmış, çabalamış, yarışmış, iki seçenekli amerikan seçim sisteminde seçimi kazanmıştır. Obama geçmiş dönemdeki davranışlarından biraz daha farklı olarak birleştirici mesajlar vermektedir konuşmasında.

    Kişilerin ağlamasının nedeni şudur. Ya canları çok yandığında, ya da yaşadıkları bir olay geçmişte kapalı kalan zihinsel kapakları açtığında. İkisi de hissedilen fiziksel ve zihinsel acıyı azaltmak için ve zihindeki kapakları kapatmak için ortaya çıkacaktır.  Kendinizi kötü hissettiğinizde bir deniz kenarına giderseniz, ya da duş altında uzunca bir zaman kalırsanız kendinizi daha iyi hisseder hale gelirsiniz.

    Obama yeniden iktidardadır ama Ertuğrul Özkök 20 yıl süren ve Türkiye'nin gündemini belirlediği Hürriyet Cumhuriyeti diye adlandırdığı Hürriyet Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni değildir.  Obama seçimde doğru cümleleri kullanmış, ama geçmişte Ertuğrul Özkök doğru manşetleri atmamıştır. Bu yüzden o anda geçmiş sorgulanmakta ve ortaya çıkan duyguların ağırlığını ortadan kaldırmak için gözyaşı ortaya çıkmaktadır

    Söyleyememek

    "Çünkü araya zaman koyup, makulleşmek, duygularımı zapturapt altına almak, şurama kadar gelip de söylemek istediğim şeyleri şu veya bu nedenle sansürlememek için hemen yazdım."

    Bu cümle ise gerçekten önemli. Rasyonalizasyon, duyguların zapturapt altına alınması ve sansürlememek kelimeleri, Özkök'ün zihinsel süreçlerini ve kendisini nasıl sansürlediğini ve nasıl ikna ettiğini gösteriyorgeçmişte yazdığı yazılarda.

    Gözyaşı deyip geçmemek gerek. Gözyaşı ve suyun zihinsel süreçlerdeki bağlantısının farkına varmak bu anlamda önemli.

    Ertuğrul Özkök yazıyı bitirdikten sonra ne kadar süre duş altında kalmıştır dersiniz?

     

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    9 Kasım 2012

     

     

     

     

     

  • Karargah Rahatsız ve Dil Kullanımı

    Karargah Rahatsız Hürriyet GazetesiManşet Hürriyet

    Kullanılan kelimeler ve cümlelerin çok önemli olduğunu uzun zamandan beri ifade ediyoruz.

    Bir cümle insanı mutlu edebildiği gibi, kavga da çıkarabilir, cinayete bile yol açabilir. Buna ait örnekleri gazetelerde okuyoruz. Yaşadığımız zaman, gergin ortamların olduğu ve insanın kendisini iyi hissetmediği dönemler.

    Patlamalar, terör, savaş ve referandum herkesin zihinsel kapaklarını açmış durumda. Bu anlamda kişiler çok hassas hale geldiği için tepkiler çoğu zaman düşünüldüğünden çok daha sert olabiliyor. Buna zihnimizdeki kapakların açılması diyoruz.

    Böylece kişi geçmişte gösteremediği tepkileri bu durumu yaratan kim varsa o anda gösteriyor. Kavgaların, gürültülerin, şiddetin ve hatta cinayetlerin artması en önemli nedeni bu durum sayılabilir.

    Karargah Rahatsız

    Hürriyet gazetesinin manşetten verdiği “ Karargah rahatsız” haberi de dil kullanımının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

    Yazılı olarak sorulan sorulara verilen cevaplar içinde bu kelimeler olmamasına rağmen, aktarılan bilgilere istinaden atılan yorum içeren bu başlık Türkiye'nin gündemini bir kaç gündür meşgul ediyor. Ardı ardına gelen açıklamalar, Hürriyet sitesinden ve Genel Kurmay sitesinden yazılı açıklamalar ve Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın sözel açıklamaları ve çok sayıda yazılan köşe yazısı konunun önemini anlatıyor.

    Sedat Ergin

    İki kelime “Karargah”, “Rahatsız” kelimeleri birleştiğinde darbeye yönlendiren bir söylem olduğu varsayılıp, gösterilmeyen tepkiler bir anda gösterilmiş durumda. Geçmişte yaşanan darbeler, 28 Şubat, 15 Temmuz darbe girişimi bir çok rahatsızlığın ortaya çıktığı durumlardı. Gösterilen tepkiler geçmişe ait kapakların açılması ile görünür hale geldi.

    Karargah Rahatsız yerine Karargah Rahat kelimelerini kullanılsa idi, tabii ki durum farklı olabilirdi. "Sız" Eki, Ankara bölge müdürü ve Hürriyet Genel Yayın yönetmeni Sedat Ergin'in konumlarını kaybetmesine neden oldu. Bazen hayatı 3 harf, bazen bir harf veya sayının değiştirebildiğine dair bir örnek sayılabilir.

    Altımız Çürük

    Hürriyet Gazetesi pek farkında olmasa da, o zamanın Cumhurbaşkan Süleyman Demirel'in 17 Ağustos depreminde söylediği “Altımız Çürük” manşeti, Demirel'in politik hayatının sona ermesini sağlamıştı.Nasıl mı? Açıklaması uzun. Bir başka yazının konusu olabilir.

    Yazılı ve sözlü dil kullanımının ne kadar önemli olduğuna dair bir örneği daha, böylece görmüş olduk. Manşetler önemli, Hürriyet gazetesinin manşetlerinin hala çok önemli olduğunu gösteren bir veri olarak da alınabilir, ortaya çıkan bu sonuçlar.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

     

  • Sedat Ergin Google Arama Trendleri

    Sedat Ergin

    Sedat Ergin. Uzun yıllar Hürriyet Ankara temsilciği yapmış ve Ankara'dan önemli haberleri duymamızı sağlamış bir gazeteci.  Ankara'daki başarısı Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmenliği'ne aday gösterilmesini ve gelecek genel yayın yönetmeni olabileceği konuşuluyorken, Hürriyet Yerine Milliyet gazetesine Genel yayın yönetmeni olmuştu. Daha önceki Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yakup Yılmaz'la Hürriye gazetesinin köşesinde buluştular.  Yayın Yönetmenliği döneminde Milliyet Gazetesi'nde tiraj artışı olmamıştı.

    Suikast

    Milliyet Gazetesinin şanssızlığı iki Genel Yayın Yönetmeni Efsanevi Abdi İpekçi'nin ve Çetin Emeç'in çok üzüldüğümüz suikaste uğramalarıydı.  Daha sonra gazeteye gelen yayın yönetmenleri Ufuk Güldemir haricindekiler ortaya bir tavır koyamadılar ve sosyal demokrat okuyucudan ve öğrencilerden uzaklaştılar. Yazar Kadrosu da çok eskidi. Yenilenme gerçekleşmediği gibi Mehmet Yılmaz zamanında yapılan Fetullah Gülen röportajı da önemli bir okur kaybına yol açtı.

    Bu koşullar arasında göreve gelen Sedat Ergin ortaya koyması gereken tavrı koyamadığı için kaybolan okuyucularını bir türlü kazanamadı.  Milliyet gazetesindeki tiraj kaybı daha sonra satılmasına kadar işleyen süreci başlatı.

    Uğur Mumcu

    Sedat Ergin ciddi konuları inceleyen önemli bir gazeteci. Ancak Uğur Mumcu'ya özendiği tavır pek üzerine oturmuyor.

    Araştırmacı gazeteciliğin hem güzel yazan ve hem güzel konuşan ve hem de bilgiyi çeşitli kanallardan alabilen isimlerinden en önemlisi hala Uğur Mumcu. Yazması kadar konuşması ve konuşmalardaki tutarlılığı ile insanların sevgisini kazanmış ve pek çok konu üzerine ışık tutmuş ve aydınlatmış bir yazar. Onun gibi olmak yerine kendisi gibi olabilmesi daha önemli.

    sedat ergin

    Yaptığı konuşmalarda çok hareketli olan, söylediğinin doğru olduğunun kabul edilmesini isteyen Sedat Ergin kolaylıkla sinirlenebiliyor. 2008 yılında Hasan Cemal ile yaptığı tartışmada yayının kesilmesi de bunu gösteriyor.  Arama trendinde en son yükselişi Hürriyet Gazetesinde yaptığı gitar şov sayesinde.

    Daha eğlenceli ve daha güzel yazabilir ama ciddiyeti seviyor ve ona yazarlıkta yakışıyor. Ancak çıktığı televizyon programlarında sinirlerine hakim olması gerekiyor. Trendindeki en yüksek nokta ise Milliyet Gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılışı ile olmuş durumda.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

TOP