radikal

 

  • Cüneyt Özdemir

    cüneyt özdemir, ayşe armanCüneyt Özdemir ve röportaj

    Çocuklukta yaşananlar  insan hayatını şekillendiriyor, farkında olmadan ama bilerek. Çocuklukta yaşanan kötü tecrübeleri bilmemiz ise  anlamamızı sağlıyor, bu tecrübelerin o kişinin hayatına neler getirdiğini.


    Çocukluk

    Daha önce Hıncal Uluç'un beş yaşında yaşadığı depremin hayatını nasıl etkilediğini, Bekir Coşkun'un 4 yaşında kaybettiği annesinin hayatına getirdiklerini, Rauf Tamer'in amcasının getirdiği topun, cam kırdığı için müdür tarafından kesilip pencereden atılmasını yazmıştım daha önceleri. Cüneyt Özdemir de onların arasındaki yerini alıyor. 

    Zeynep Kurtbay Röportajı

    Cüneyt Özdemir de çocukluğunda yaşadığı olayları Zeynep Kurtbay'a anlatmış. Güzel ve açıklayıcı bir röportaj.  Bu röportajda anlatılan olaylar bugünkü Cüneyt Özdemir'in yaşadıklarını çok net olarak açıklıyor.

    Cüneyt Özdemir'e bakıyoruz. CNNTürk'te 5N1K programını yapıyor. Radikal'de yazıyor. Fetullah Gülen'i ziyaret etmesi ile, flörtleri, evlenip boşanması ile de tanıyoruz.. Enerjik, haber peşinde koşan, televizyoncu ve gazeteci.

    Mehmet Ali Birand

    Mehmet Ali Birand ise televizyon tarihinde okul olmuş bir kişi. Bugün medyada gördüğümüz  önemli kişilerin çoğu 32.Gün'den yetişen insanlar.  Bugün hepsi önemli noktadalar. Bu açıdan kendisini tebrik etmek gerekiyor. Cüneyt Özdemir'de onlardan birisi.

    Çocuklukta yaşanan olayların belirleyici olduğunu yukarıda ifade etmiştik. Cüneyt Özdemir'de çocuklukta yaşadığı kötü  hissettiği bir anını anlatıyor.

    Üzgün Anne Korkan Cocuk GMC'ler

    "O sahnelerden birini şöyle anlatıyor Özdemir; ''Çocukluğum ile ilgili hatırladığım ilk görüntü koskoca bir meydan. 4 yaşındayım henüz. Cemseler meydana dizilmiş. Vedalaşan babalar, ağlayan anneler… İşte o cemselerden biri babamı da alıp götürüyor. Annem her akşam transistörlü radyo başında haber bekliyor.'' Astsubay babası Kıbrıs Harekatı’na gidiyor ve elinde bir oyuncakla Kıbrıs gazisi olarak dönüyor."

    Koskoca meydanda çok sayıda insanın olduğu ağlayan anneler ve vedalaşan babaların  bulunduğu bir meydan. Cüneyt Özdemir o küçük yaşında olan olayın ne olduğunu anlamayacaktır. Ancak güçlü gördüğü çok sayıda insanın cemselere bindirilip götürülmesi ve arkasından bakakalması o anda yaşadığı duyguları çok derine kaydedecektir.

    Annesinin her akşam üzüntü ile radyo haberlerini takip etmesi, şehit olanların arasında kocasının adının olup olmadığını duymaya çalışmak ve sürekli kötü haber geleceğinden korkmak.  Bugün Cüneyt Özdemir'in haberci olmasını kolaylıkla açıklayabilir.  O aslında annesine ve annelere sevindirici haber vermekten hep hoşlanacaktır. Annelerin ağlamasını sağlayanlara ise tepki göstermesi çok doğal sayılmalıdır.

    5N1K

    Bugün 5N1K programı CNN Türk ile o kadar bütünleşmiştir ki, başka bir kanala geçmesi mümkün değildir. Başka bir gazetede yazması. Gideceği yer kalmadığı için programını yapmaya devam edecek ve devam edecektir.

    Babanın askeri otoritesinin yanında; üç kadının şefkatinden payını fazlasıyla almış Özdemir. İlkokul yılları asker uğurlanan asker gözlenen yıllar değil sadece Cüneyt Özdemir için. Geceyarılarına kadar sokağın yaşandığı yıllar aynı zamanda. Fonda Ümit Besen şarkıları; top peşinde koşuyor,  camdan kız kesiyor, caka satıyor; kapı zillerini çalıp kaçıyor; mahalleliden habire fırça yiyor…

    Astsubay olan babasının  sürekli olarak göreve gitmesi ile otoriteden uzak kalındığında elde edilen rahatlığı anlatıyor, yukarıda yazılanlar. Baba olduğu zaman uslu, olmadığı zaman yaramaz çocuk olarak büyüyor. Bu anlamda kendisi yer değiştirmekten, ev değiştirmekten, kanal ve gazete değiştirmekten de hiç hoşlanmayacaktır.

    Sonrasında orta okula ablalarının yardımı ve önerileri ile Yükseliş kolejine başlayıp, daha sonra mali koşullardan dolayı mahalle okuluna geri dönmesi başarısının birden düşmesini ağlıyor. Babasının para kaybetmesi ile okul değiştirmek gereği ortaya çıktığı için, paranın hayatta önemli birşey olduğunu o yaşlarda anlayacaktır. Hayatında belirli bir zaman sonra hiç geri dönüş yapmayacak ve geride bıraktıklarının adını bile anmayacaktır.

    Görüldüğü gibi yaşanan bir kaç olay Cüneyt Özdemir'in hayatını çok küçük yaşlardan belirlemiş ve onları gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Her ne kadar yaramazlık yapmak istese de, bulunduğu noktadan geriye düşebileceğini düşündüğü için, Türker Alkan'ın Radikal yönetimi ile çatışarak ayrılmasından sonra kendisine sorulan soruya " Ne diyebilirim ki" cevabını verebilmiştir. Yaramaz çocuğun daha farklı bir cevap vermesi gerekirken, bir şey söyleyememiştir. Otoritesini gösteren otorite karşısında "uslu" hale gelebilmektedir. Babasının evde olduğu zamanlardaki gibi.

    Bu anlamda Cüneyt Özdemir,  zarar görmüş ve darbe almış kadınlara karşı her zaman sevecen olmasına rağmen, kendisine otoritesini gösteren kadınlara karşı da o kadar insafsızdır.. Tabii ki zarar görmüş kadınları üzenlere de insafsız olduğu ve gazetecilik kriterlerini hiçe saydığı gibi.

    Röportajın diğer bölümlerinde ise Cüneyt Özdemir'in gazeteciler hakkında görüşleri de incelenmeye değerdir.

    Can Dündar : Fırça atarken iğneleyici,

    Erbil Tuşalp : Gazeteciliğine saygı duyulan kişi,

    Mehmet Ali Birand : Yetki veren, otoriter davranışı olmayan yönetici,

    Ayşenur Arslan : Sinirlenince çok bağıran yayın yönetmeni,

    Ali Kırca : Ayşenur Arslan kararlarını kabul eden anchorman,

    Çiğdem Anad : Mehmet Ali Birand'ın adamı iken, Kolayca Taha Akyol'un adamı olabilecek kadar esnek gazeteci,

    Serdar Akinan : İyi arkadaş, Mehmet Ali Birand'ı birlikte savunan televizyoncu,

    Bir de hüzünlü bir hikaye var röportajda. Cüneyt Özdemir şöyle anlatıyor.

    Trafik Kazası

    "Mahalleden bir kızdı. Karşılıklı apartmanlarda karşılıklı pencerelerden bakışırdık. 3-4 yıl sürdü bu bakışmalar. Ben ne zaman cama çıksam o da çıkıyordu. Bir gün sokakta  karşıma çıkıp ‘Ben sana aşığım’ dedi. Ben de ‘İyi ama sen daha çok küçüksün’ dedim. Aptallığa bakar mısın? Aşığım üstelik. Adı Ahu’ydu. Ben 12 yaşındaydım, o 9. Mahallenin varlıklı ailesinin kızıydı. Her yıl arabalarına binip yaz tatillerine giderlerdi. Bir gün gitti ve bir daha hiç gelmedi. Marmaris yakınlarında bir trafik kazasında ölmüş. Çok üzülmüştüm. Hala Ankara’ya gittiğimde o pencereye gözüm kayar…"

    O pencereye gözüm kayar diyerek, çocukluğunda yaşadığı bu olayı unutmadığını ifade eden Cüneyt Özdemir, röportajın daha sonraki kısmında şunu da söylemektedir.

    "Kırgınlıklarınız var mı?
    Var ama benim şöyle bir huyumda var tüm kırgınlıkları ve kızgınlıklarımı untuyorum. Hafızam siliyor. Resetliyor. Şu anda konuşmadığımız insanlarla biz neden küsmüştük hatırlamıyorum. Belki de en iyisi hatırlamamak. Zira bir kalbi soğutmak da , ısıtmak da kolay değil."

    Bu ise hiçbirşeyi unutmadığını zamanı geldiğinde gücü olduğunda bunu kullanacağını gösteriyor. Bir gazeteci kin tutabilir mi? Şu anda konuşmadığımız insanlarla biz neden küsmüştük hatırlamıyorum derken, hatırlamadığı nedenden dolayı küs kalmaya devam ettiğini ifade etmesi bunun bir göstergesi olsa gerek

    Ayşe Arman'a Kızgınlık

    Başarı Hayat Başarısızlık Ölüm mü yazısından  sonra Ayşe Arman hakkknda yazı yazan Cüneyt Özdemir, Kürtajın engellenmesine karşı direnen Ayşe Arman'a Twitter'dan saldırması da bunu net olarak gösteriyor

    Araları iyi iken verdiği röportajda  Cüneyt Özdemir Ankara şehri  için şöyle diyor.

    Ankara

    "Ankara'yı Özlüyor musun?

    Yok hayır, Ankara benim kurtulduğum yer, Ankara'ya dönmek en büyük kabusum, Ankaralıar alınmasın ama tamamen kişisel hikayemle ilgili travma."

    Bu kişisel travması, babasının Kıbrıs Harekatına katılması mı? Ahu'un ölümü mü?  Atatürk Lisesinde yediği dayaklar mı? bunu kendisi bilecektir. 

    Soner Yalçın

    Soner Yalçın ile ilgili söyledikleri de ilginç.

    İş, arkadaşlık, küslük, iş yapmadığında görüşememe, Türkiye'nin yaşadığı kırılma ve yapılan seçimlerle yolların ayrılması. Cüneyt Özdemir önemli bilgiler aktarmış.. Herhalde bu röportajı okuduğunda kendisini ne kadar açık ettiğini fark etmiş olsa gerektir. Yaptığı seçimler, işin ve paranın önemi, işin arkadaşlıktan önemli olduğu ve kendi zihinsel süreçleri röportajın son bölümünde aktarmış.   Gazetecilerin röportajlarını okumak bu anlamda daha da ilginç oluyor. Gazeteciliğin verdiği güvenle, sorulan sorulara düşünmeden cevap verdiklerinde çok açıkta kalıyorlar.  Cüneyt Özdemir'de böyle yapmış röportajının bu bölümünde. Soner Yalçın'la birlikte program yapan, başarılı olmayan Sağır Oda ve Ölüm Çiçekleri dizilerini birlikte yapan, Odatv'nin kurulması için baskı yapan ve kurduran ama daha sonra seçimini muhalif olmamak ve gücün tarafında olarak yapan Cüneyt Özdemir'in cümlelerini dikkatle okumanızı tavsiye ederim.

    "SONER’LE NEDEN Mİ AYRILDIK

    5N 1K’yı başta Soner’le birlikte yaptınız, onun içeride olması sana ne kadar koyuyor?
    - Soner, cezaevine girdiği ilk gün kendimi tuttum tuttum, sonra gecenin bir saati yalnız kaldığım bir an patladım, ağlamaya başladım. Çok üzüldüm. Soner’i benden daha iyi tanıyan çok az insan vardır. Kafasının içini bilirim. O da benimkini bilir. Bugün birbirimizle 180 derece zıt kutuplardayız, üç yıldır tek bir kez bile görüşmedik ama onca yılın yaşanmışlığı var.

    Dargın mısınız, küs müsünüz?
    - Ne dargınız ne de küsüz. Sadece konuşmuyoruz. Soner’le iş arkadaşlığımız biterken kendime şu sözü verdim: “Asla bir daha en iyi arkadaşınla iş kurma! Ya da iş ortağınla, en iyi arkadaş olma!” Zira işler kuruluyor, batıyor, ayrılınıyor ama o hengamede arkadaşlıklar da tuz buz oluyor.

    Peki neden ayrıldınız?
    - Soner’in nedenleri farklıdır kuşkusuz ama benim için, ortak iş yapamamanın sınırlarına dayanmıştık. İş yapış şeklimiz uyuşmuyordu.

    İdeolojik bir kavga mı...
    - Kavga hiç olmadı ama 2007 yılına kadar konuşabildiğimiz konuları konuşamamaya, tartışamamaya başladık. Türkiye, 2007 yılında çok ciddi bir siyasi kırılma yaşadı. Pek çok kişinin bunu çok kavradığını hâlâ düşünmüyorum. Biz bunu ilk görenler ve bizzat hayatımızın içinde yaşayanlar olduk. İkimiz de, siyasi düşüncenin iki ayrı yanına ayrıldık. Ama sessizce... "

    Bu cümlelerin yorumunu ise size bırakıyorum. Altı çizili olan cümleler çok şey anlatıyor. 

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Bu yazı NLP'nin Linguistik içeriğinde aktarılan bilgiler ve söylenen sözlerin gramatik, pragmatik, semantik açıdan incelenmesi ile hazırlanmıştır. Yorum niteliğindedir.  Yaşanan olayların kişiler üzerindeki etkisinin göstermeye çalışmaktadır.

     

  • NLP ve Uçak Korkusu Değişim Radikal Röportajı

    Uçak Korkusu, uçuş korkusu, nlp, zihinsel detoksHayat değiştiren teknik NLP

    Uçaktan ya da depremden korkuyorsunuz, istediğiniz üniversiteye girmek istiyorsunuz... NLP uzmanı Cengiz Eren' göre sıkıntılarınız son bulabilir.

    MELİS DANİŞMEND Radikal Gazetesi

    Hayatınızı zehir eden korkularınızdan 3.5 saat içinde kurtulabileceğinizi söylesek inanır mıydınız? Muhtemelen hayır. Fakat ister inanın ister inanmayın, NLP'nin bunu mümkün kıldığı söyleniyor. Neuro Linguistic Programming'in kısaltılmışı olan NLP'nin iddiası şu: Yaşadığınız dünyayı ve bu dünyadaki her anı yönetebilirsiniz. Ya da 49 yaşındaki NLP uzmanı Cengiz Eren'in tanımıyla "Konfeksiyon giyinebilirsiniz, butikten giyinebilirsiniz, terziden giyinebilirsiniz. Bir de giysinizi kendiniz üretebilirsiniz." İnsanın kaynaklarının farkına varmasını sağlayan bu teknikler, dışarıdan bakıldığında soru işaretleri, içeri girildiğinde ise çözümler barındırıyor. NLP'ye gidenler, uçak ve deprem korkularının, gelecekle ilgili plan yapamama sıkıntılarının yok olduğunu söylüyorlar.

    Nasıl bu işe merak sardınız? Sizin de korkularınız mı vardı?

    Hayır. Ben tenis oynuyorum. İngiliz bir arkadaşım bana NLP'yle ilgili bir kitap hediye etti. Bu yöntemleri uygulayarak 14 tane kupa aldım teniste. Konu ilgimi çekti ve başka kitaplar okudum. Sonra da Amerika'ya eğitimini almaya gittim. Bu modeli oluşturan iki kişiden biri olan Richard Bandler'dan sertifika aldım.

    Kaç senedir bu işi yapıyorsunuz?

    Profesyonel olarak 98'den beri.

    Peki amacınız, yapmaya çalıştığınız şey nedir?

    NLP'deki temel iddia şu: Yaşadığınız dünyayı ve her anı yönetebilirsiniz. Burada tedavi söz konusu değil. Hayatımızı nasıl yöneteceğimiz konusunda bilgiler aktarılıyor. Duygu, kelime ve cümlelerimizin, kaynaklarımızın farkına varmamız sağlanıyor. Farkında olduğumuz ve farkında olmadığımız aklımız var. Amaç farkında olduğumuz aklımızı sadece yeni şeyler öğrenmek için kullanmak. Geçmişinizde var olan kötü tecrübeleri ortadan kaldırırsanız kendinizi kötü hissetmezsiniz.

    Bir psikologtan daha farklı ne vaat ediyorsunuz?

    Gerçekten kişinin kendisi için yaşamaya başlamasını öğretiyoruz.

    Peki psikologlar nasıl bakıyor NLP'ye?
    Kişileri daha kolay tedavi edebilmeleri için psikologların da NLP öğrenmeleri gerekiyor. NLP bilen psikologlar çok daha başarılı oluyorlar.
    Tel: 0216 464 17 27
    http://www.erenlp.com

    NLP'YE GİDENLER ANLATIYOR

    Murat Çelikkan (Gazeteci),

     "Seyahate çıkmadan yaklaşık 24 ya da 48 saat önce uçak korkum başlıyordu. Uykularım kaçıyordu. Uçağa her binişimde, bunun son olacağı düşüncesiyle yolculuk ediyordum. Mideme kramplar giriyor, biri ayağa kalktığında uçağın dengesi bozulacak diye sinirlerim bozuluyordu ve sürekli motor sesi dinliyordum. Bir tek, okyanus aşırı yolculuklarda böyle olmuyordu.
    Cengiz Eren askerlikten beri arkadaşım. Çok yakın bir arkadaşımın NLP'yle deprem korkusunu yendiğine şahit oldum. İnanmadım böyle bir şeye. Fakat sonuç olarak kaybedeceğim sadece 3.5 saat diye merakımdan gittim. Bir işe yaramazsa hiç değilse haberini yaparım diye düşünerek... Fakat işe yaradı. Uçak korkusunun altından bambaşka bir şey çıktı. Artık yolculuk öncesi gerilmiyorum. Fırtınada Mersin'e uçtum. Uzun yolculuklarda ise sadece sıkılıyorum."

    Soner Arıca (Sanatçı)

    "Aşırı duygusal, romantik tarafımı dengelemek için NLP'ye gittim. Sevdiğim şeylerden kolay kopamayan bir insanım. Hem kendimle hem de hayatla ilgili olaylardan çok fazla etkileniyordum. NLP'yi bir dergide okudum ardından konuyla ilgili kitaplar okudum. Öğrendikten sonra neyi niye yaptığımı, niye yapamadığımı anladım. Bu anlamda her türlü performansa etkisi olduğunu düşünüyorum. Artık seçimlerimin kendime ait olduğunu biliyorum."

    Deniz Alphan (Milliyet Ekler Yayın Yönetmeni)

    "Uzun zamandır uçak korkum vardı. Eskiden korkmazdım fakat bir gün İzmir'e giderken uçak iyice yana yattı, hostes düştü. Çok korktum ve bu korku giderek arttı. Uçağa bineceğim zaman ya içki içiyordum ya da yatıştırıcı alıyordum. Seyahat günü yaklaştıkça 'Keşke ertelense,' diye düşünüyordum. Bir ülkeye gittiğim vakit, geçirdiğim zaman zehir olurdu çünkü nasıl döneceğimi düşünürdüm.
    Bir gün Murat Çelikkan'la yemek yerken, laf arasında 'Ben artık korkmuyorum,' dedi. Ne olduğunu bile sormadan bahsettiği kişinin telefon numarasını aldım. Psikolog mudur, büyücü müdür, kurşun mu döküyor... O kadar çaresizdim ki, hiç sormadan aradım.
    3.5 saat süren bir seans. Ne tür korkularınız olduğunu, korkunun renkli mi, kokulu mu olduğunu soruyor, Eren. NLP'den sonra Japonya'ya gittim. Herkes uçmanın tadını çıkarırken ben zangır zangır titrerdim. Artık ben de tadını çıkarıyorum."

    Hamdiye Baran (NLP uzmanı)

    "Aslında deprem korkum hep vardı. Ama 17 Ağustos'tan sonra çok şiddetlendi ve bu şehirde yaşayamaz hale geldim. İkide bir yurtdışına ya da başka şehirlere kaçıyordum. Sonunda korkum o kadar arttı ki Amerika'ya kaçtık. 9 ay içinde bir sürü doktora gittim, ilaçlar aldım ama işe yaramadı. Sonunda bir arkadaşım beni Cengiz Eren'e yolladı. Cuma günü gittim, cumartesi günü hiçbir şeyim kalmamıştı. Arkasından konuyla ilgili kitaplar okudum. Ve Richard Bandler'ın İskoçya'daki seminerine katılıp sertifika aldım."

    Ahmet Dalyancıgil (Chicco Türkiye Genel Müdürü)

    "Biz şirket olarak, daha etkin iletişim kurabilmek ve ekibimizin birbirini daha iyi tanıyabilmesi amacıyla NLP Değişim ve
    İletişim Semineri'ne katıldık. İki günlük bir programdı. Şirket için etkili oldu. Herkes kaynaklarının daha çok farkına vardı. Motivasyonumuz arttı. İş yaşantısında öğrendiklerinizi hemen uygulamak çok kolay değil ama bizim için bir başlangıç noktası oldu."

     Kabus: Uçak korkusu

     Uçak korkusu, altında neleri barındırıyor?

    Farkında olduğumuz ve farkında olmadığımız aklımız var. Farkında olduğumuz aklımızla o anda ilgilendiğimiz içerikleri takip edebiliyoruz. Bu 5-9 arasında bir rakamla sınırlı. Daha fazla bilgi geldiğinde farkında
    olduğumuz aklımız karışıyor ve karıştıran içerik neyse beynimizde benzer içerikte kayıtların hepsi yukarıya çıkıyor. Bu kayıtlar kötü kayıtlarsa kendimizi kötü hissediyoruz. Örneğin, uçağın kalkışı sırasında çok fazla gürültü var. Hostesin konuşmaları, kemer, vs. Bunlar aşırı bilgiler. Farkında olduğu aklı karışıyor insanın. Farkında olmadığı aklındaki sorunlar
    yüzeye çıkıyor. Uçak korkusu diyoruz ama aslında değil. Çoğunlukla bu sorunlar kendi hayatımızı yönetemediğimiz, yönetimi başkalarına devrettiğimiz durumlarda çıkıyor, ki uçakta bu teslimiyet çok net. Bir de uçak korkusu gazetecilerde daha sık görülüyor.

    Neden?

    Gazetecilerin temel amacı izlemek ve duygusal  bir bağ kurmadan olaylar hakkında bilgi aktarmak. Olaylarla duygusal bağlantı kurmamak için farkında olmadan ikiye bölünüyorlar. Biz buna NLP'de 'ayrışma' diyoruz. Farkında olmadan meslek davranışını kendi hayatına aktarıyor. Hayatı acı çekmeden yaşamaya devam ediyor. Çekmediğini düşündüğü fakat vücudunun çektiği acılar uçak korkusu olarak ortaya çıkıyor. İzleyicilikten aktör haline geldiği durumlarda bu bütünleşme gerçekleşiyor. Siz diyelim bir trafik kazasını görüyorsunuz. Habere yöneliyorsunuz ama algılarınızda çektiğiniz acılar var. Herkes bu tür haberler yapmıyor ama...
    Bu daha çok acılı olayları takip eden, daha doğrusu iyi gazetecilerde ortaya çıkan bir sorun.

    Biz kötü gazeteci miyiz?

    Hayır ama sizin de uçak korkunuz varsa hayatınızın herhangi bir noktasında bir bölünme yaşıyorsunuz. Belki gazeteciliği seçme nedeniniz de böyle bir bölünme.

    P.S. Radikal Gazetesinde yapılan bu röportaj NLP teknikleri ve NLP bilgilerinin kullanıldığı kişisel seminer sonuçlarını göstermektedir. NLP 'nin Türkiye'ye yayılması noktasında önemli bir mihenk taşıdır. Röportay veren kişilere teşekkür ediyorum.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

TOP