posta gazetesi,

 

  • Ağlamak Razı Olmaktır

    Ağlamak ve gözyaşı

    Gözyaşı

    Ağlamak. İnsan hayatındaki önemli eylemlerden birisi. Gözyaşı ve su bağlantıları ilginç şekilde kurulabilir. Ağlamak insanın ilk öğrendiği eylemlerden birisi belki de. Çıktığı sessiz ortamdan aşırı gürültü olan ortama geçiş ve poposuna yediği ilk tokat bu eylemi gerçekleştirmesini sağlıyor. 

     

  • Anlattıklarınız Dinledikleriniz NLP köşe Yazısı

    Geçmişte yaşadığınız kötü hissettiğiniz bir tecrübenizi ve kendinizi iyi hissettiğiniz bir tecrübenizi hatırlayın. Hangisi gözünüzün önüne daha hızlı geliyor? Genellikle kötü tecrübeler daha hızlı hatırlanacaktır.

    Bunun nedeni kötü hissettiğimiz anları daha fazla düşünüp, konuşup, anlatıp, yaşadığımız o anın etkisini zihnimizde arttırmamızdan kaynaklandığını bilmek gerekiyor. Farkında olmadan daha derine kaydettiğinizde, kötü tecrübeleri yaşamamak isterken daha kötülerini yaşamaya ait stratejileri oluşturuyoruz.

    Bir de dinlediklerimiz var. Yakın hissettiğimiz kişilerin, arladaşlarımızın yaşadıkları kötü tecrübeleri de dinliyoruz. Dinlerken anlatılan duyguları da kaydediyoruz. Böylece yaşamadığımız bir tecrübeye ait bütün bilgiler kaydedilecek ve bu kayıtlar daha sonra kullanılabilecek ve benzer sonuçları dinleyicinin de yaşamasını sağlayacaktır

    Bir kötü tecrübe yaşadığınızda bakmanız gereken şey, sonucu ortaya çıkaran kararı sizin verip vermediğiniz ve kendinizi neden koruyamadığınız? Bunu bulduğunuzda kötü tecrübe üzerinde konuşmadan, düşünmeden hayatınıza devam etmeniz, hayatınızı yönetmenizi sağlayabilir.

    Arkadaşlarınız size kötü tecrübelerinizi anlatmak isterse, ona nasıl yardım edebileceğinizi sorun. Mutlu olduğu anları, başarılarını, hissettiği iyi duyguları anlatmasını istediğinizde, anlattığında iki tarafta kendisini daha iyi hissedecektir.

    İki önemli nokta: Herhangi bir şeyi kendinizden daha fazla önemsiyorsanız, sorun yaşamanız kaçınılmaz, buna kötü tecrübeler de dahil.

    Yaşadığınız bir kötü tecrübe var ise, beş duyunuzdan herhangi birini veya birkaçını eksik kullanmışsınız demektir. Ya iyi  görmediniz, ya iyi duymadınız, ya iyi koklamadanız, ya iyi dokunmadınız, ya da iyi tatmadınız demektir. Hangisini eksik kullanmışsanız o duyu organını kullanmayı ve algılarınızı geliştirmeniz yerinde olabilir.

    İyi duygular ve kötü duygular düşünüldükçe, konuşuldukça, anlatıldıkça artar. İyi hissettiğiniz anları, okuduklarınızı, seyrettiklerinizi, öğrendiklerinizi anlatmanız yerinde olur.

    Bugün yaşadığınız sonuçlar, yaşadığınız süreçlerin, yaşadığınız süreçler ise verdiğiniz veya vermediğiniz, veremediğiniz kararların ortaya çıkardığı durumlardır. Kendi kararlarınızla , kendinizi koruyarak yaşadığınızda hayatınızı yönetmek kolaylaşacaktır. Tabii ki karar sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

  • Araba Kullanmak ve Trafik Posta Yazılarından

    Tatil Mevsimi

    Tatil mevsimi geliyor. Trafik kazaları her yıl çok sayıda insanın canına mal oluyor. Trafikte kaybettiğimiz canlar terörle mücadelede kaybedilen insanlardan çok daha fazla. Neden trafikte insanlar değişiyor? Neden kazalar ortaya çıkıyor? Trafik kazaları gerçekten kaza mıdır? Yoksa başka bir şekilde isimlendirilmeli midir?


    Ehliyet

    Araba kullanmak ve ehliyet almak için bir öğrenme süreci gerekir. Önce farkında olarak kullanılan araç daha sonra farkında olmadan kullanılır hale gelir. Kişi farkında olmadığı yeterlilikle araba kullanmaya başlar. Dış dünyadan bilgiyi alır ve işler. Farkında olmadığı kaynaklarla kullandığı arabaya, kişinin yaşadığı tecrübeler, duygular ve inançları da yüzeye taşınır. Bir kişiyi araba kullanırken kolaylıkla tanıyabilirsiniz. Yolda çok ve sinirleniyorsa, her şeye sert tepki gösteriyorsa, arabadan inmeniz yararlı olabilir.

    Uyarılar ve Reklamlar

    Uyarılar : Yapılacak pozitif veya negatif uyarılar bir işe yaramayacaktır. “Hız yapmayın”, “trafik canavarı olmayın” gibi negatif uyarılar, “trafik kurallarına uyalım”, “trafik hayattır” sloganları da kazaların artmasını engelleyemeyecektir. Trafik Canavarı Olmayın sloganının trafik kazalarını arttırdığı biliniyor. Her bayram öncesinde yapılan pozitif uyarılar, bir önceki bayramdaki trafik kaza istatistikleri ile desteklenerek veriliyor ve arabanın dikkatli sürülmesi isteniyor. Bayram sonrasında görüyoruz ki, trafik kazalar artmaya devam ediyor.

    Trafik Tehlikeli mi?

    İnançlar : Kendinize şöyle bir soru sorsanız “Türkiye yollarında trafiğin tehlikeli olduğuna inanıyor musunuz? Çok sayıda kişi tehlikeli olduğunu söyleyecektir. Trafiğin tehlikeli olduğu inancıyla yola çıkan insanlar, eğlenmeye, keyif almaya, tatil yapmaya değil, kaza yapmamak için yola çıktıklarında kaza yapma ihtimali artacaktır. Yine bu inançtan dolayı ulaşacağı şehre yaklaştığında trafikte daha az kalmak için daha hızlı gitmeye başlayacak, yorgunluktan zayıflayan refleksleri ile kaza ihtimalini daha da fazlalaştıracaktır.

    Duygusal Hareketler

    Duygular : Araba kullanırken sadece yukarıdaki inanç değil, zihninizdeki duygularınız da ortaya çıkacaktır. Kendisini herhangi bir içerikte başarısız gören kişi, trafiğe çıktığında kendisinin en iyi veya en hızlı olduğunu ispat etmek için herkesi geçmeye çalışabilir. Hayatında aşamadığı kurallar yüzünden trafik kurallarını hiçe sayabilir. Bağdat caddesinde kaza yapan gençlere baktığımızda güçlü baba baskısı altında ezilen olan kişiler olduğunu görebiliriz.

    Gaza Basmak ve Fren

    Hız : Toplumda çok başarılı olmak, çok zengin olmak, çok sevilir olmak, sosyal medyada çok paylaşım yapmak gibi “çok” kelimesinin kullanıldığı içerikler fazladır. “Çok” niteleyici olarak belirsiz olduğu için ortaya yetersizlik duygusu çıkaracak ve bu boşluk araba kullanma içeriğinde hız olarak ortaya çıkabilecektir. Haberlerde verilen “kontroldan çıkan araba”, “direksiyon hakimiyetini kaybetti” cümlelerinin de yanlış olduğunu söylemek mümkün. Kontroldan çıkan ya yorgunluk, ya da sinirlendiği için kontroldan çıkan şöfördür.

    Yapılacaklar

    Ne yapmalı? : Trafiğe çıkarken kendinizi iyi hissetmeniz önemli. Saatli randevunuz var ise, trafik durumunu gözden geçirip ona göre yola çıkmak en iyisi. Yoksa trafik sıkışıklığında kaybettiğiniz zamanı, hız yaparak kapatmaya çalıştığınızda, hem kendinizi hem de diğerlerini tehlikeye atmanız mümkün. Uzun yola çıkıyorsanız, her 100-150 kilometrede 15 dakika mola vermeniz ve hareket etmeniz yerinde olur. Sürekli oturmaktan azalan kan dolaşımı normale dönecektir. Araba kullanırken ensenizde bir ağırlık hissediyorsanız, uzun yol hipnozu'na giriyor olabilirsiniz. Hiç beklemeden ilk benzin istasyonuna girip biraz uyumanız sizi kazadan koruyacaktır. Gideceğiniz şehre yaklaştığınızda hızınızı azaltmanızda yerinde olur.

    Türkiye 'de en iyi çalışan kurumlardan biri Karayolları. Karayollarının hazırladığı yol çizgilerine ve trafik tabelalarına uygun olarak araba kullandığınızda, istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Hız yaparak 1 saat erken gideceğiniz yer yerine gözünüzü hastanede açabilirsiniz.

    Ne demişler, “Geç geldi desinler, geçmiş olsun demesinler”. İyi yolculuklar. Karar her zaman olduğu gibi yine sizin.

    Yazıyı saklayıp arasıra okumanız yararlı olabilir.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Bu yazı Posta Gazetesi bölge eklerinde NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşelerinde yayınlanmıştır. NLP bilgileri ve NLP teknikleri kullanılarak aktarılmaktadır.

     

  • Ayrışma NLP Köşe Yazısı

    Ayrışma Dissociation ile ilgili NLP YazısıYaşananlar ve Ayrışma

    Yaşadığınız bir tecrübeyi düşündüğünüzde, kendinizi gözünüzün önüne gelen görüntü içinde görüyor musunuz?

    Kendinize “sen bu hatayı nasıl yaparsın”? dediğiniz, ya da kendinize adınızla hitap ederek iç konuşma yaptığınız oluyor mu? Sabah uyandığınızda aynaya bakıp “bugün çok iyi görünüyorsun” diyor musunuz?

    İnsan kendisini kendi gözleri ile görebilen bir varlık değil. Aynada tersimizi görüyoruz. Bir fotoğraf veya videoda gördüğümüz ise, kimyasal ya da elektronik bir işlem sonucu ortaya çıkan bir yapı oluyor.

    Üçüncü Tekil Şahıs Kullanımı

    Kendimize kendi adımızla birşeyer söylüyorsak, ya da üçüncü tekil şahıs kullanarak ifade ediyorsak, buna kısaca “ayrışma” diyebiliriz. Yaşadıklarımıza dışarıdan bakıyorsak ve bunları başka biri gibi yaşamış gibi algılayıp, duygu hissedemiyorsak, ayrışmada ileri bir noktaya gelmiş demektir.

    Ayrışma sonucunda bir taraf bir şey yapmak isterken, diğer taraf kişiyi beklenmedik durumlara hazırlamaya çalışacak ve sorgulamalar artacak, “şöyle yaparsan böyle olur” gibi sorgulama süreçleri yaşanacaktır. Bu ise kişinin karar vermesini zorlaştıracak bir sonuç ortaya çıkaracaktır.

    Kendi hayatında duyguları yaşayamaz iken, başkalarının anlattıklarında, başkasının yaşadıklarında, dizide, filmde ya da romanda duygulanacak, yaşayacak, gülecek, ağlayacak ve duyguları harekete geçecektir. Çünkü o durumda kontrol bırakılacak ve duygular özdeşleşilen kişi gibi hissedilecektir. 

    Kendini Korumak

    Genel olarak kötü tecrübe yaşamamızın nedeni duyu organlarımızla kendimizi koruyamamak olabilir. Yaşadığınız kötü tecrübelere baktığınızda bir ya da birden fazla duyu organınızı eksik kullandığınızı farkedebilirsiniz. Elde edilen sonuçta hissedilen acılar fazla ise, kişide ayrışma gerçekleşebilir ve kişi kendisinden uzaklaşabilir.

    Sezen Aksu Şarkısı

    Ayrışmayı en iyi anlatan Sezen Aksu'nun “Farkındayım” şarkısındaki sözler olabilir. "Şu kızı yeniden büyütmeliyim, ateşlerde yürütmeliyim, değirmenlerde öğütmeliyim, fırınlarda pişirmeliyim" (fırınlarda pişirmeliyim'i ben ilave ettim). "Ne gemiler yaktım, Ne gemiler yaktım, O kadar yandı ki canım, Sonunda karşıdan baktım, Ne göreyim kendime, Yıldızlardan daha uzaktım."

    Ayrışmanın ortadan kalkması kişinin kendisi iç barışını ve değişimi  sağlayacaktır. Bir çok içerikte söylenen “bir olmak” aslında ayrışmanın ortadan kalktığı durumu ifade etmektedir.  Bunun ne olduğunun farkedilmesi ve değişim için zihinsel detoks programına katılarak öğrenilebilir.

    Ayrışmanın önce farkedilmesi ve sonra değiştirilmesi, hissederek yaşamanızı sağlayabilir.  Kendi hayatınızı kendinizin yönetebilmesini de.Tabii her zaman ki gibi karar sizin.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

    Posta Gazetesi bölge ekleri köşe yazısı.

    İlgili Linkler:

     

     

  • Betül Ark Röportajı

    Posta Gazetesi NLP Küçük Büyük Yazılar RöportajıBetül Ark Posta Gazetesi

    Posta Gazetesi Pazar Postası Ekinde  Betül Ark'ın Cengiz Eren ile yaptığı Röportaj.

     

  • Bi'an Önce NLP Köşe Yazısı

    Bi an önce hedefe ulaşmak isteyenlerYaşadığımız Günler

    Kriz, kaos, savaş dönemleri insanın geleceğinin belirsiz hale gelmesini sağlar. Türkiye'de ise, krizler çok uzun yıllardan beri yaşanmakta. Türk insanı yaşadığı bu koşulardan dolayı, kriz içinde kolaylıkla çözüm üretebilir durumda. Çoğu insanımızın kriz olmadığında hiçbirşey yapamaz hale geldiğini görmek şaşırtıcı olmayacaktır. No pain,  No gain cümlesindeki gibi.

    Son bir yılda yaşadıklarımızı düşündüğümüzde ne kadar sert darbelerin arka arkaya geldiğini görebilir. Yaygınlaşmaya başlayan terör, kendilerini patlatarak insanlara zarar verenler, darbe teşebbüsü çok kısa zaman aralıkları ile gerçekleşti. Nedenleri üzerinde sayfalarca yazı yazılabilir ama bu yaşadıklarımızın zihnimizde farkında olmadığımız etkileri olacaktır.

    Hızlı Olmak ve Bi'an Önce

    Bu dönemlerde insanlar zihinlerinde üretilen korkulardan dolayı “bir an önce” davranışını kullanmaya başlayabilirler.

    Geleceği kaybolmuş ve zaman kalmadığını düşünen insanlarda ortaya çıkacaktır.

    Trafiğe çıktığında gideceği yere “bi'an önce” ulaşmak isteyip trafikteki kazaları arttırabilirler.

    Yemeklerini “bi'an önce” bitirmeye çalışıp, haberleri izlemeye çalışabilirler.

    İstediklerinin “bi'an önce” olmasını istedikleri için bunu engelleyen kişilere sert tepkiler gösterebilirler.

    Kazandıkları parayı “bi'an önce” harcayarak, ayın büyük bir bölümünü parasız ya da borçlu olarak geçirebilirler.

    Cinselliği yaşarken "bi'an önce" olmasını isteyip, zevk alamaz hale gelebilirler.

    Soruları "bi'an önce" cevaplamaya çalışarak, sınavda zayıf not alabilirler.

    Krizlerde ortaya çıkan “bi'an önce” davranışı, yaşadığımız hayattaki çatışmaları, trafik kazalarını, şiddeti, cinayetleri arttıracak, insanlar arasındaki iletişimi azaltacaktır.

    İçe Kapanmak

    Caddede sokakta yürüyen insanların birbirinin yüzüne bakmadan yürüdüklerini ve gözlerini diğerlerinde kaçırdıklarını görebilirsiniz. En küçük bir şey söylediğinizde, cevap yerine sinirli bir tepki alabilir ve beklemediğiniz bir anda kendinizi anlamsız çatışmanın bulabilirsiniz. Tıpkı pazar günü İstanbul üzerinde uçan jetin sesini duyan insanların yüzlerinin sararması, ya da “klima çalışıyor mu?” sorusunu soran yolcunun şoför tarafından bıçaklanması gibi.

    “Bi'an önce şuraya gideyim”, “Bi'an önce burayı göreyim”, “Bi'an önce işten çıkayım”, ”Bi'an önce yatayım”, “Bi'an önce emekli olayım” ve benzeri davranışlar çok yaygınlayaşabilir. Bu davranışlar ise yaşanan anın keyfini azaltacak kişinin üzerinde ilave bir baskı da yaratacaktır.

    Planlı Yaşamak

    Davranışlarınızda bir acelecilik varsa ve bir an önce birşeyler yapmak istiyorsanız, biraz durup düşünün. Sonra da gelecekte yapmak istediklerini aklınızdan geçirdiğinizde ve geleceği belirlediğinizde rahatladığınızı görebilirsiniz. Bir an önce yerine, bir müddet farkında olarak ve planlı yaşamak değişimi sağlayabilir.

    Kriz dönemi geçtikten sonra istediğiniz gibi yaşamaya devam edebilirsiniz. BU zamana kadar, kendinizi çatışmalardan, şiddetten, sert iletişimden ve kavgalardan koruyun derim. Tabii, her zaman olduğu gibi karar tabii ki sizin.

    Cengiz Eren

    https://www.erenlp.com

    Bu yazı Posta gazetesi bölge eklerinde yayınlanmıştır.

     

  • Bisikletinizi gezdirin

    #bisikletinizigezdirirn bisiklet

    Bisiklete Binmek

    Bisiklete binmesini biliyor musunuz? Evet ise, En son ne zaman bisiklete bindiniz? Cevabınız dün ise çok güzel. Bir ya da birkaç yıl önce cevabını veriyorsanız o kadar iyi değil tabii ki. Bisiklete binmesini bilmiyorsanız, hemen öğrenmenizi tavsiye ederim.

    Bisiklet insan hayatında önemli. Okul yıllarında başarılı karne sonrasında hediye edilen bisiklet. Anne ve babanın yardımı ile öğrenilen bisiklet. Sonra da arkadaşlarla uzaklara gidip gelinen bisiklet. Bazen söz verilip zamanında alınmayan bisiklet.

    Bisiklet insan hayatında önemli. İnsanın kendi gücü ile hareket edebildiği ender araçlardan biri. Diğerlerinde ya ayaklarımız yerden tam olarak kesilmiyor, ya da başka bir enerjiyi kullanıyoruz.

    Bisiklet ve Karar

    Nereye kadar gidip, nereden döneceğini bilmek kişinin karar vermeyi öğrenmesi açısından önemli. Çocuk yaşta öğrenildiğinde karar vermek her içerikte kolaylaşacaktır.

    Bisiklet göz, el, ayak ve denge koordinasyonunu geliştirir. Bisiklete binmesini öğrenen bir kişi, bu koordinasyonu sağladığı için başka araçları da kullanmasını kolaylaştıracaktır. Motorsiklet ehliyeti almak istediğinizde ilk sorunun bisiklet kullandınız mı? olması bu yüzden. Bisiklet kullanan biri araba kullanmasını da, başka içeriklerdeki araçları kullanmasını kolaylıkla öğrenebilir.

    Odaklanmak

    Bisiklet üzerinde kalmak için harekete devam etmeniz ön şartlardan biri. Aynı zamanda bir konu üzerinde zihinsel dikkati de arttırır. Dikkatiniz dağılırsa düşebilirsiniz. Çocukların bisiklete binmesi derslerinde başarılı olmasını sağlayabilir.

    Bisiklete binen bir kişi yürümekten daha uzaklara gidebildiği için zihinsel sınırları da öteler. Hayatının başka içeriklerinde, kendi gücü ile daha uzaklara gidebilmesi kolaylaşacaktır. Bisikletle dünyayı dolaşan çok sayıda insan olduğunu biliyoruz.

    Bisiklet ve Çevre

    Bisiklet çevre açısından da önemli. Bisikleti ulaşım aracı olarak kullandığınızda çevreyi korumuş ve kirletmemiş olursunuz. Ayrıca park sorunu olmayacak, bisiklet yolu olan yerlerde trafik sıkışıklığı da yaşanmayacaktır. Belediyelerin bisiklet yolları konusunda yaptıkları çalışmaların desteklenmeye devam etmesi, hem spor, hem ulaşım aracı ve hem de keyifli bir zaman geçirme aracı olan bisiklet kullanımını yaygınlaştıracaktır.

    52.nci Cumhurbaşkanlığı Bisiklet turu 24 Nisan 2016'da İstanbul'da başlıyor. 8 etaptan oluşacak yarış, 1 Mayıs Pazar günü İzmir'de son bulacak. Katılan takımlara başarılar diliyorum. Bisiklet sporuna önemli bir katkıda bulunacağını düşünüyorum.

    Bisikletin önemli özelliklerinden biri de kolay çalınabilir olması. Bisikletin bir yere bırakıldığında kilitlenmesi yararlı olacaktır. 1948 yılında Vittorio De Sica'nın yönettiği Bisiklet Hırsızlarıfilmi de çalınan bir bisikleti arayan baba oğulu anlatır. Yeni Gerçekçilik akımının simgesi olarak kabul edilir.

    Bisikletiniz yoksa bisiklet alıp, balkonda, depoda bekleyen bisikletiniz varsa bakımını yaptırıp, lastiklerini şişirip binmeye başlamanız güzel bahar günlerine önemli farklılık getirecektir.

    Bisikletinizle gezdiğiniz gördüğünüz yerlerin fotoğraflarını #bisikletinizigezdirin etiketi ile facebook, twitter, instagram'da paylaşabilirsiniz.

    Arkadaşınız, eşiniz, çocuğunuzla bisiklete bineceğiniz bir gün olsun.. Bisiklete binme ve öğrenme, çocuğunuza bisiklet alma kararı ise, size ait.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Bu yazı Posta Gazetesi Pazar Bölge eklerinde yayınlanmıştır. Değişim, gelişim, insan hayatının yönetilebilmesi konularında NLP teknikleri ve NLP bilgileri kullanılarak bilgi aktarmaktadır.

     

     

  • Değişim Mesajları : Ameliyat Sonrası Davranışlar

    ameliyat, narkoz, cahide erenAmeliyat Narkoz Anestezi

    Ameliyatlar insan hayatında önemli bir yer tutuyor. İyileşmek ve sorunun ortadan kaldırılması için yaşanan süreçler. 


    Çoğu kişinin hayatında ameliyatlar önemli yer tutuyor. Çocuk yaştaki ameliyatlar kişileri daha çok etkileyebilir. Basit görünen bir ameliyat veya karmaşık süreçleri içeren bir ameliyat. Bugün çok gelişmiş tekniklerle bu ameliyatlar yapılıyor. Türkiye'deki doktorlar ve operatör doktorlar gelişmiş durumda. "Beni Türk doktorlarına emanet ediniz" diyen Mustafa Kemal amacına ulaşmış durumda.

    Daha önceleri ameliyat ve tedavi için yurt dışına giden insan sayısı çok fazla iken bugün çok sayıda yabancının ülkeye geldiğini biliyoruz. Bu konuyu ben o kadar bilmiyorum ama bildiğim ameliyatların insanın zihinsel süreçlerini nasıl etkilediği.

    Ameliyat Sonrası Değişim

    Anestezi uygulanarak yapılan ameliyatların sonrasında kişinin farkında olmadığı değişimleri yaşaması mümkündür, diyebiliriz.

    Görüştüğüm kişilerde gördüğüm temel noktalardan bir tanesi bazı kişilerde önemli derecede etki ettiği. Bu bir değişim ortaya çıkarabiliyor. Bir doğum, basit ya da karmaşık bir ameliyat olsun kişinin hayatını etkileyecektir.

    Ameliyat sonrasında hayat eskisi gibi olmayacaktır. Çok daha iyi olsa da eskisi gibi olmayacaktır.

    Anestezi Uzmanları

    Bir de kişinin aldığı anestezinin etkileri de olacaktır. 22 Ağustos 2009 tarihinde Banu Duran Vatan Gazetesinde bir röportaj yayınladı. Uzmanları verdiği görüşlerden anlaşıldığına göre bazı doktorlar anestezinin etkileyebileceğini söylerken, bazıları bir etki olmayacağını ifade ediyor.

    Prof. Dr Bingür Sönmez "Açık kalp ameliyatlarından sonra hastalarımızda ciddi bir depresif bir dönem yaşıyoruz"

    Serap Tekin "Genelde Ameliyatın uzun sürmesi, ölüm korkusu, hastalığa bağlı korkular ve depresyon sonucu hastada bir takım farklılıklar olabiliyor"

    Dr. Tevfik Cireli" Anestezi sırasında beyin faaliyetleri aşağı yukarı sıfırlanıyor. Nasıl ki alkol alan insanların davranışları değişiklik gösteriyorsa (kimi hüzünleniyor, kimi neşeleniyor vb.) hastaların narkoz sonrasındaki ruh durumları da değişiyor."

    Dr. Azmi Hamzaoğlu"Anestezi alan hastanın kişiliğinde değişiklik olmaz."

    Prof.Dr. Süleyman Özyalçın "Keşke narkoz alınca karakterler değişse... Toplum daha aydın ve uyanık olurdu. Etkisi olsa gelene gidene narkoz vermek lazım."

    Narkoz'un etkisi ortadan kalkarken ameliyat sonrası tepkiler, youtube videolarında kolaylıkla bulunabilir. Bazısı olmadık şeylere gülerken, bazısı aağlıyor, bazısı küfrediyor, bazısı da hiç tepki göstermeden kendine geliyor.

    Görüldüğü gibi bu konulardaki görüşler farklı. Anestezi altında kişinin farkındalığı tamamen ortadan kalkacaktır. İşte bu durum zihinsel olarak etkileri ortaya çıkarabilir.

    Yaşadığınız Tecrübeler

    Burada önemli noktalardan biri kişinin geçmişte yaşadığı tecrübeler. Geçmişte yaşadığı büyün tecrübeler içinde çok sayıda üzerini kapattığı, hatırlamamaya çalıştığı tecrübelerde dahil, yaşanan duygular yüzeye taşınmaya başlayacaktır. buna zihinsel olarak kapakların açılması diyoruz.

    Burada çok sayıda kötü tecrübe var ise, kişi kendine gelirken kendisini kötü hissedecek ve hayatı eskisi gibi olmayacaktır. Çok tepki gösteremeyen biri ise tepki gösterir hale, ya da tepki gösteren biri ise tepkisiz hale gelebilecektir.

    Uzmanların da söylediği gibi bazı kişilerde bu durum ortaya çıkabilir. Eğer davranışlarda değişiklik var ise genel olarak bir değişim ihtiyacının göstergesi sayılabilir.Bu yüzden yaşadığınız veya yakınınızın yaşadığı bir ameliyat sonrasında davranışlarında değişiklik görüyorsanız, değişim zamanı gelmiş demektir. 

    Ameliyat Sonrası Aşk

    Bir başka gözleme ait sonuçları şöyle ifade edebilirim. Ameliyat sonrasında farkındalık yeniden devreye girerken, kişinin yanında kim varsa ona olması gerekenden fazla bağlanabilir. Yalnız ve zengin kişiler  yaşadıkları ameliyatlar sonrasında hemşirelerine aşık olup evlenebilirler. Buna ait birkaç örnek biliyorum.

    Gözlemler ve Değişim

    Yukarıdaki yazılanlar, tabii ki bilimsel olan veriler değildir. Bu konuda yapılmış bir doktora tezi var var mı? bilmiyorum. Ancak ameliyat sonrasında yaklaşık 6 ay ile 1 yıl arasında hasta bu açıdan ve  çevresel koşullarla birlikte takip edilebilirse, sonuçlar görülebilir ve bu bir doktora tezi olarak tıp dünyasında sunulabilir.

    Anlaşılması gereken ortaya çıkan ameliyat sonrası davranışlarda veya söylemlerde olan değişikler, bir değişim mesajı olarak algılanmalıdır. Bu konuda kendinizin ya da yakınlarınızın yaşadığınız tecrüebeler varsa bana yazabilirsiniz.

    Her zaman olduğu gibi karar yine sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı Ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Bu yazı Posta Gazetesi bölge ekleri NLP ile Hayatın yönetimi Sende köşelerinde yayınlanmıştır. NLP seminerleri için de aktarılan NLP bilgi ve tekniklerinin okuyuculara aktarılmasını sağlamaya çalışmaktadır.

     

     

     

  • Değişim Mesajları Kilolar

    Kilolar, Obezite ve diyetKilo Almak ve Obezite

    Değişim mesajlarından biri de kilo almak ya da da verememek. Bildiğiniz gibi bir çok diyet var.


    Diyetler

    Akdeniz diyeti, Marmara diyeti, Karadeniz diyeti, Orta Anadolu diyeti gibi bölgesel diyetler var. Zeytin yağlı diyetler, tereyağlı diyetler, yeşillikli diyetler, protein diyeti, karbonhidrat diyeti var diyebiliriz. Bir de insan adı ile şekillendirilmiş diyetler var. Bunların çoğunun adını yazı yazarken benim koyduğum diyetler olsa da, diyet yaparak kilo verenler sonrasında verdikleri kiloları fazlası ile alıyorlar. Düşüncelerde, davranışlarda, kullanılan kelime ve cümlelerde değişim. Buna “değişim diyeti” diyebiliriz. Böylece kimseye “diyet” ödemek zorunda kalmazsınız.

    Neden Kilo Alınır?

    Konuya bir de farklı açıdan bakmak gerekiyor. Kişiler neden kilo alıyorlar sorusu tabii ki önemli bir soru. Bir çok neden olabilir, ama aslında alınan kilolar gibi aşırı verilen kiloların da değişim mesajı olduğunu farketmek gerekiyor. İnsan zihni derin yapıda “mantıksız” olarak çalışan bir sistematiğe sahip. Ancak kişiler “mantıklı ve rasyonel” düşündükleri için bu yapıyı kavrayamıyorlar.

    Herşey yolunda giderken kilo alınması oldukça zor. Kişinin hayatı yaşadığı ritimde bir değişiklik var ise, kilo alabilir. Az hareket, aşırı yeme isteğinin ortaya çıkması için, farkında olduğu ya da olmadığı bir değişimi olumsuz yönde yaşıyor demektir. Yaşadığı hayatta baskı ve stres artmışsa ve duygusal boşlukları var ise, kilo alabilir. Cinsel çekiciliğini azaltmak için kilo alabilir. Anestezi altında yapılan ameliyat sonrası veya yakın kaybından sonra kilo alabilir. Bu sonuçlar herkeste aynı şekilde olmasa da, bazı kişilerde kilo alma şeklinde gerçekleşebilir.

    Hızlı Çağ

    Yaşadığımız çağ hızın giderek arttığı zamanları kapsıyor. Daha çok baskı, daha çok stres, sosyal medya ile haşır neşir olan kişilerde ortaya çıkan yalnızlık duygusu, duygusal hayatta yaşanan boşluklar, cinsel açıdan doyuma ulaşamama gibi sayısız nedenlerden dolayı, aşırı hırslı kariyer hedefleri, başarının olması gerekenden fazla olarak önemsenmesi kilo almaya yol açabilir.

    İnsan zihninde boşluklar bir şekilde doldurulur. Boşluklar genellikle korkular ile doldurulurken, bazı kişilerde bu boşluklar kilo ile doldurulur. Kendisini baskı altında hisseden kişi yaşadığı bu boşluğu tad alma duyusu ile doldurmaya çalışıyorsa, kilo almaya başlayacaktır. Kilo almaya başladığında, kilo almayı olduğundan fazla önemsediğinde, boşluk veya stres biraz daha artacak ve yemeye devam edecektir. Böylece negatif sarmal çevrim başlamış olur. Kilo vermeye çalışır, diyet yapar, verir de, sonra kilolar fazlası ile alınır. Ne zaman kilo almaya başladınız? sorusuna verilecek cevap önemli.

    10 kişide 6 sı Obez

    Yaşanan yeni çağda hızlı yenen yemekler, hamburger cinsi yüksek yiyecekler ve en önemlisi bilgisayar teknolojisinin getirdiği hareketsizlik kilo almayı sağlayacaktır. Geçenlerde dinlediğim bir haberde Türkiye'de 10 kişiden 6'sının obez olarak adlandırılabileceğini söylüyordu. Alınan fazla kilolar da hareketi sınırladığı için fiziksel olarak da bir negatif sarmal çevrim başlaması, kiloların biraz daha artmasını sağlayacaktır.

    Bir başka sonuç da şu olabilir. Kişinin hayatında çözemediği problemler varsa ve kişi kiloyu çok önemsiyorsa, zihin kişiyi çözemediği sorunlardan uzaklaştırmak için kilo alınması mümkün olabilir. Böylece kişi kilosunu düşünmeye başlayacak, çözemediği sorunlardan uzaklaşacaktır.

    Değişim Mesajı

    Bu anlamda fazla kiloların da değişim mesajı olarak algılanması, o güne kadar kullanılan modelde bir değişim bütünü ile değişim ihtiyacı ortaua çıkar. Normal kilodaki halinizi hayal ettiğinizde bu size çok uzak görünüyorsa, kilo vermeniz kolay olmayabilir. “Gözden ırak olan, zihinden uzak” olduğu için gerçekleşmesi olmayabilir. Hayalinizi kendinize ne kadar yaklaştırabilirseniz, kilo vermenizi o kadar kolaylaşabilir. Yaklaştığında iyi hissetmeniz koşuluyla. Değilse, kolay değil.

    Kendisi için kendi kararları ile hayatlarını yönetebilen, istediklerini yapabildikleri için kilo almaları kolay değildir. Kilolu kişilere, “Bugüne kadar kendiniz için yaptıklarınızla, eşiniz, işiniz, çocuğunuz, arkadaşlarınız için neler yaptınız?” sorusunu sorunuz. Cevap ilginç olacaktır.

    Kilo da değişim bir değişim mesajıdır. Sizi kıran, üzen, sevginize karşılık vermeyen, sizi düşünmeyen, herşeyi sizin yapmanızı bekleyen insanlara, kendi istediklerinizi ifade etmeniz, değişim diyeti için iyi bir başlangıç olabilir. Haberiniz olsun. Karar sizin.

    Cengiz Eren
    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    İlgili Linkler:

    Posta Gazetesi Bölge Ekleri NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşesinde yayınlanmıştır.

     

  • Değişim Mesajları Panik Atak

    Panik AtakPanik Atak Belirtileri

    Hayatı yaşarken birden ortaya çıkan bir durum gibi görülür panik atak. Kişi nefes alamaz hale gelebilir, vücudunda uyuşmalar hissedilebilir, kalp olması gerekenden çok hızlı artar, ellerde terleme, vucutta uyuşmalar ortaya çıkabilir.. Sonra doktora gidildiğinde herhangi bir fizyolojik bulguya rastlanmazsa, bunun panik atak olduğu söylenebilir.


    Panik Atak Sebepleri

    Panik atak yaşıyorsanız, bunun bir sebebi var diyebiliriz. Bunun nedenlerinin ne olduğunu farkına varmak ve sonrasında değişimi başlatmak önemli. Bu yapılmadığı müddetçe farklı süreçler yenilenerek ve daha etkili devam edecek, kişinin hayatını yönetmesini engelleyecektir. Kişi kolayca ve istediği şekilde karar verip, hareket edemez hale gelebilir.

    Panik atak kişinin herhangi bir anda yaşadığı fiziksel etkilerini hissettiği bir durumdur. Bu durum kişi açısından olur olmadık yerlerde görülür gibi gelecektir. Yukarıda da yazdığımız gibi, göğüste şiddetli bir baskı, vücüdun ağırlaşması, kalp çarpışının hızlanması, nefes almada zorluklar görülebilir.

    Hayatı Yönetememek

    Daha dikkatli bakıldığında ise, kişinin yönetemeyeceğini hissettiği durumlarda bu sonuçların ortaya çıktığını görürüz. Bazen sahnede konuşma yapacakken, bazen araba kullanırken, kalabalık bir yere girildiğinde, otoriteden sert bir davranışla karşılaştığında, bazen bir hata yaptığında, asansöre binerken, hatta evden dışarı çıktığında bu durum ortaya çıkabilir.

    Panik atağın ortaya çıkabilmesi için, yakın geçmişte kişinin hayatını etkileyecek bir şey yaşamış olması gerekmektedir. Trafik kazası, yakın vefatı, genel anestezi veya lokal anestezi ameliyat, düşmek, sevgiliden ayrılmak, beklenmedik bir durumla karşılaşmak bu sonuçları ortaya çıkartan nedenlerdir, aslında.

    Yaşanan bu süreçler zihindeki kapakları açar ve kişi kendi hayatı ve geçmişte yaşadığı tecrübelere ait duygularla yüzleşir. “Hayatım gözlerimin önünden geçti” cümlesi yaşananı anlatan bir cümledir.. Kişi böyle bir süreçten sonra değişmeden, hayatını eskisi gibi yaşamaya devam edecekse, kapaklar yeniden ve daha kalın bir şekilde kapanır. İşte panik atak yaşanan durumlara bağlı olarak yapılan çağrışımlarla açılan kapaklardan dışarı sızan duyguların ortaya çıkardığı durumlardır denebilir.

    Yaşananlar

    Örnek olarak küçük yaşlarda öğretmeninden tahtada tokat yiyen bir öğrenci, büyüdüğünde kalabalık bir ortama girdiğinde, o duygusunu yukarı taşıyacak ve yukarı taşınan bu duygu sahnede konuşma yapmasını engelleyecektir. Böylece panik atak benzeri durumlar ortaya çıkacaktir. Bu örnekte panik atak kişiyi kalabalık önüne çıkmaktan uzak tutan, daha doğrusu onu bu duyguyu yaşamaktan koruyan bir mekanizmadır.

    Bazi insanlar ise asansöre bindiklerinde böyle bir durumu yaşayabilirler. Bu yüzden asansöre binmeyip çok yüksek katlı binaları merdivenden çıkmaya çalışacaklardır. Yaşanan tecrübelerine bakıldığında çocukken yanlız bırakılmak veya ceza olarak odaya kapatılmak gibi bir durumu kolaylıkla görebiliriz.

    Bu anlamda yaşanan tecrübelerin neler olduğu farkedilip, duygusal ortadan kaldırıldığında, değişim süreci başlamakta ve panik atakta kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.

    Değişim

    Panik atak buzdağının görünen ucudur ve bir değişim mesajıdır. Bu mesajın iyi algılanması ve değişimin başlatılması, zihinsel detoks sürecinden sonra kolaylıkla mümkün olabilmektedir. Daha çok, zeki ve algı seviyesi yüksek insanlarda, kişilerde ve çocuklarda görülmesi şaşırtmamalıdır. Zira algı seviyesi yüksek, zeka hızı fazla olan insanlar yaşadıkları olaylardan daha çok etkilenebilirler. Bu yüzden böyle çocuklara yapılarına uygun olarak davranmak, onları korkutmamak, korkutacak hikayeler anlatmamak, cezalandırmamak anlamlı olacak ve gelecekleri etkilenmemiş olacaktir.

    Bazen kalabalıkta, bazen yalnız kalındığında, bazen arabada, bazen kapalı bir yerde kalındığında, bazen sahnede ve hatta bazen yatakta ortaya çıkması da geçmişte yaşanan tecrübelerin içeriklerinin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Panik Atak kişinin kaynaklarını da kullanmasını engelleyecek, yaratıcılığı sınırlanacak ve daima bildiklerini yapmaya devam ettiği için kendisini geliştiremeyecektir.

    Panik atak benzeri durumlar yaşıyorsanız, değişim zamanı gelmiş de geçiyor demektir. Karar sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    Posta Gazetesi Bölge Ekleri NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşesinde yayınlanmıştır.

    Zihinsel Detoks programı ile panik atak ortadan kalkabilmekte ve değişim başlamaktadır.

     

  • Değişim Mesajları: Uçak Korkusu

    Uçak Korkusu, Uçuş KorkusuUçak Korkusu

    Uçak çağımızda kullanılan en hızlı ve emniyetli ulaşım araçlarından biri. Bir şehirden bir şehire, bir ülkeden başka ülkeye kolaylıkla ve kısa zamanda gidebilirsiniz.


    Seyahat Güzeldir

    Bilet alıp, check-in yaptıktan sonra kapıda bekler ve büyük hava alanlarında otobüsle gidip sizi istediğini yere götürecek uçağa binersiniz. Kapıda hostesler ve kaptan sizi karşılar. Sonra da yerinize oturursunuz. Emniyet kemerinizi bağlarsınız. Anonslar yapılır ve uçak pistte taksi pozisyonuna geçer. Pistin başında durur ve kalkış izni verildiğinde motorlar tam güçle çalışır ve koltuğunuza yapışır gibi hissedersiniz. Önce ön tekerlek yerden kalkar sonra da uçak pistten ayrılır. Tırmanışa geçerken rotaya geçilirken hafif düşüşler ve dönüşler hissedilir. Uçak yola devam eder. Bir müddet sonra motorların sesi azalır. Sonra da iniş anosları yapılır. Böylece uçak gideceğiniz şehrin havalimanına iner. Bazen 45 dakika, bazen bir saat, bazen 10 saat uçuyor olabilirsiniz, gideceğiniz yere ulaşmak için.

    Bazı insanların uçak içinde çok tedirgin olduğunu görürsünüz. Bazıları ise ilaç ya da içki alarak uçağa binebilirler. Bazıları da hiç binemezler, uçağa. Buna uçuş korkusu veya uçak korkusu adı verilir.

    Uçak Korkusu ve NLP

    Aslında uçak korkusu olarak görünen şey, buzdağının ucudur, kişiyi uçaktan uzak tutmaya çalışan bir mekanizma da sayılabilir. Zira kişi başka yerlerde değil de uçakta veya uçağa binmeyi düşündüğünde bu korkuyu yaşamaya başlamakta, şiddetine göre ya zorla binmekte, ya da hiç binememektedir, uçağa.

    Daha önce de yazdığımız gibi, korkular biz kendimizi koruyamadığımızda bizi koruyan mekanizmalardır, diyebiliriz. Aynı zamanda korkular korktuğumuz oranda gerçekleşebilir. Ne kadar çok korkuyorsak, o kadar tehlike var demektir.

    Bir çok kişi uçağa korku duymadan binerken, bir şey olur, önce korkmaya ve sonra binememeye başlar. Mutlaka bir şey yaşanmiş ve zihinsel süreçlerde ortaya çıkan durum bu bu korkuyu yaşanır hale getirmiştir.

    İki temel korkumuz farkında olmadan uçakta tetiklenmektedir. Motorun aşırı gürültüsü ve uçağın kalkışta sallanması.

    Kişinin geçmişte yaşadığı ve üzerini kapattığı tecrübeler bir şekilde açılabilir.

    NLP ve Zihinsel Süreçler

    Bu açılma bir ameliyat ya da doğumda sonrasında açılabildiği gibi, uçakta yaşanan büyük bir türbülansta, bir yakın vefatından veya trafik kazasından sonra açılabilir. Son dönemde yaşadıklarımız, Suruç ve Ankara'daki patlamalar, uçak düşürülmesi ve benzeri olaylar da bu etkiyi sağlayabilir. Geçmişte yaşanan tecrübelerin kapakları açıldığında yaşanan kötü tecrübelerin sayısı fazla ise, kişi kendisini çok kötü hissedecektir. İşte bu açılma uçakta da tekrarlanıyorsa, kişi kendisini uçakta da çok kötü hissetmeye başlar ve uçağa binmekten uzak durmaya çalışır.

    Uçak korkusu ortaya çıktığında anlaşılması gereken en önemli nokta şu olmalıdır. Hayatın geçmiş modelde yönetilemediği ve değişim ihtiyacının ortaya çıktığı. Değişim gerçekleşmediği takdirde uçak korkusu giderek artacaktır hatta başka korkulara evrilecektir. Genellikle yaşadığı dünyayı çok iyi kontrol ettiğini düşünen zeki insanlarda ortaya çıkma ihtimali büyüktür.

    Uçak Korkusu değişim için önemli bir mesaj sayılmalıdır. Genel olarak bakıldığında başkalarını, işini, başarısını, kariyerini olması gerekenden fazla önemsemekte ve kişi kendisini bir türlü merkeze koyamamaktadır. Hayat bu şekilde yürütülmeye devam ettiğinde, farkında olmadan kişi kendisi için bir şey yapamamakta, ama başkaları ve işi için önemli kararları alırken, kendisi için hiçbir karar verememektedir.

    Örnek olarak şu verilebilir. Bir anne, kendisi seyahat için uçağa binmeyi düşündüğünde uçak korkusu hissettiği için istediği seyahati yapamadığı halde, çocuğunun sağlığında bir sorun ortaya çıktığında hiç korkmadan uçağa binip seyahat edebilir.

    Değişim Zamanı ve Zihinsel Detoks

    Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı uçak korkunuz veya uçuş korkunuz var ise, değişim zamanı gelmişte geçiyor demektir. Kendi kararlarınızla kendiniz için birşeyler yapmaya başlamanız önemli değişim noktası sayılabilir. Geçmişte yaşadığınız tecrübelerin duygusal etkilerinden kurtulmanız da çok önemli. Bu şekilde zihninizin temiz olması ise, sorunun bütünüyle ortadan kalkmasını ve değişimin gerçekleşmesini sağlayacaktır.

    Değişim kararını ise sadece siz verebilirsiniz. Karar Sizin

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni.

    Facebook.com/cengiz.eren
    twitter.com/cengiz_eren

    Posta Gazetesi Bölge Eklerinde NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşelerinde yayınlanmıştır.

    Not: Uçak korkusu zihinsel detoks programı ile kolaylıkla ortadan kaldırılabilir..

    İlgili Linkler:

     

  • Değişim Posta Gazetesi Köşe Yazısı

    Tescil Talep Üzerine Yapılır.

    Fenerbahçe gönüllü evinde uzun yıllardır “NLP sohbetleri” yapıyoruz. Güncel, genel, özel konularda zihinsel süreçlerin nasıl oluştuğunu konuşuyoruz. Bu yaptığımız çalışmaların insanların hayatını yönetmesine yardımcı olduğunu düşünüyor ve görüyorum. Bu toplantılar yaz ayları dışında her ayın son çarşambası yapılıyor. Çıkan ayın son çarşambası gibi.


    Bu çalışmalardan birinde masal yazma çalışması yapmıştık yaklaşık 3 yıl önce. Katılımcılar gelecek toplantıya bir masal yazıp getireceklerdi. Gerçekten de çok güzel masallar yazılmıştı, herkes yazdığı masallarını okudu. Güzel bir toplantı olmuştu. Bunlar içinde siyah ve beyazın kullanıldığı soyut bir masal vardı. Bunu yazan kişiye “siz yazabilirsiniz” cümlesini söylediğimde, “lise çağlarında yazıyordum. Bir gün yazdığım güncemi annem buldu ve sonra da yazmayı bıraktım”.cevabını vermişti.

    Cahide Yormaz Öz

    Annesini ve kardeşini kısa süre önce kaybetmiş ve matemdeydi. Yazmaya başladığını söyledi. Aradan bir zaman geçtikten sonra yayıncı aradığını öğrendim. Yardımcı olmaya çalıştım ama kendisi yayıncısını bulmuştu. İlk kitabı konuştuğumuz yılın kasım ayında raflarda idi. “Bir Masalmış Yaşam”.Kendi hayatını, çocukluğunu, genç kızlığını anlatıyordu. Yaşanan darbeler, sosyal olaylara da tanıklık ederek. Güzel anlatıyordu ve keyifle okunuyordu yazdıkları, şarkılar ve şiirler vardı içinde.

    Aradan bir zaman geçtikten sonra “yeni kitabım yayınlanıyor” dedi. Yeni kitabının adı “Kimsesiz Hayaller”di. İkinci kitabı böylece yayındaydı. Bu sırada bir web sitesinde de yazılar ve kurmacalar yayınlıyordu.

    Bir zaman sonra Boşnak yemeklerinin tarifi verilen “Annemin yemekleri”isimli kitabı da yayındaydı. Böylece 3 kitabı yayınlanırken bir başka internet gazetesinde köşe yazıları da yazmaya başlamıştı.

    Birkaç gün öncesinde ise yeni bir kitabının yayınlanacağını öğrendim. “Şiirselim Öylesine”isimli kitabı duyguların şiir formunda okuyucuya aktarılmasını sağlıyor. Bu kişinin Adı Cahide Yormaz Öz. Kitapları Admeta Kitap'tan yayınlandı.Kendi kaynaklarını kullanmaya başladığında hayallerinin ötesine taşımıştı. Kitaplarını okuduğunuzda anlatımın çok farklı bir akıcılıkta olduğunu görebilir, aktarılan duyguları yaşayabilirsiniz. Google'da Cahide Yormaz Öz ismini arattığınızda yüzlerce link çıktığını göreceksiniz.

    Bunu yazmamın nedeni bir ev kadını iken davet edildiği gönüllü evinde kaynaklarını kullanabileceğini farketmiş ve daha sonra da kullanmaya başlamıştı. Bu konuda kaynakları vardı.

    Acaba sizin hangi konuda kaynaklarınız var? Bu kaynakların ne kadarını kullanıyorsunuz? Karar verip kullanmaya başladığınızda, değişimi başlatabilirsiniz. Bu sırada özellikle yakın çevreniz sizin değişimizi istemediği için size destek olmayabilir, hatta engellemeye çalışabilir. Bunlara aldırmadan yolunuza devam etmeniz en önemlisi.

    Ayçe Ayyıldız

    Bir başka güzel örnek ise, Ayçe Ayyıldız. Facebook sayfasında çocukluğuna ait anıları yazıp paylaştığında çok sayıda takipçisi olduğunu farketti. Bugün olmayan, sokakta oynamak kavramının olduğu dönemleri, aile, komşuluk, arkadaşlık ilişkilerini ve o yıllara ait dönemleri anlatıyordu. Sonra da yazılarını yazmaya devam etti. Kitaplaştırılabileceğini düşünmeye başladığında adını da koydu. “Biz o zamanlar Baaçede Oynardık”.

    Önce kitabını elinde hayal etmişti ve birkaç hafta önce kitabı elindeydi. Doğan Kitap'tan aynı isimle yayınlanmıştı.

    İstemek ve Değişim

    Cahide Yormaz Öz ve Ayçe Ayyıldız iki güzel örnek. Kadınların ve Türk insanının neler yapabileceğini gösteriyor. Kendilerine yaptıkları ve yazdıkları için teşekkür ediyorum.

    Bu yazıyı okuduğunuzda biraz düşünün lütfen. Siz neler yapmak istemiş ama harekete geçememiştiniz? Neleri yarım bırakmıştınız? Bugün son defa bunları düşündüğünüzde aslında sizi engelleyenin söyleyemediğiniz duygular, korkular, ifade edilmemiş istekler olduğunu göreceksiniz.

    Eski Türk Ticaret Kanununun 29.ncu maddesinin ilk cümlesi “Tescil talep üzerine yapılır” idi. Siz hayattan bir şeyler talep etmiyorsanız, tescil edilmesi mümkün değil. Kaynaklarınıza uygun hedefler için istemeye başlayıp, hareket geçtiğinizde, istediklerinize düşündüğünüzden daha kısa zamanda ulaşacağınıza eminim.

    Nereden mi biliyorum?

    Tabii ki Karar yine Sizin.

    Cengiz Eren

    http://www.erenlp.com

     

     

  • Değişim süreçleri Posta Ekler Köşe Yazısı

    Değişim

    NLP duyular, duygular, kullandığımız dil ve davranışlar arasındaki bağlantıları gösterir, diye yazmıştık ilk yazımızda. Varolan yapının ne olduğunun farkına varılması ve değişimin kişinin kendisi tarafından istenmesi gerekiyor.


     Hayat ve Değişim Süreçleri

     Hayata baktığımızda, doğaya baktığımızda herşey değişiyor. Bilgisayarlar hayatımıza girmeden önce neler yapıyorduk? Sonra bilgisayarlar hayatımıza girdi. Şimdi ise sosyal medya ile herşeyi paylaşıyoruz. Her an, her konu hakkında bilgi alabiliyoruz. Bu değişim insanları değiştiriyor. Paylaşım artıyor ama yüzyüze iletişim azalıyor.

    Değişim süreçleri insanın kendi kararları ile organize edilmeli. İnsan hayatında stratejik karar noktaları var. Bu noktalarda kendi kararlarınızı verebilmişseniz, o zaman hayat sizi istediğiniz yere götürecektir. Verememişseniz değişim zamanı gelmiş demektir. O kararları şimdi vermeye başlamanız önemli bir sonuç olacaktır.

    Kararlar

    Kendi yaşadığım tecrübeler içinde geçerli bu söylediğim. Ortaokul bittiğinde aile bütçesine bir an önce katkıda bulunablmem için babam beni sanat okuluna göndermek istemişti. Arkadaşları liseye gitmek istedikleri için ben de liseye gitmek istedim. Tabii ki ortaya baba oğul çatışması çıkmıştı. Ben liseye giderek istediğimi gerçekleştirdim. Şimdi ise babama teşekkür ediyorum. Zorla da olsa bunu kabul ettiği için.

    Daha sonra serbest çalışmaya başladığımda da, 90'lı yıllarda kendim için NLP öğrenmeye karar vermem de, yakın çevrem tarafından yine tepki ile karşılanmıştı. Ne yapacaksın gir bir işyerine çalış, sabit bir maaşın olsun. Nedir bu NLP, öğrenip de ne yapacaksın, boş işler bunlar diyenler çok oldu. Bu gün ise ikisi yayında 4 kitabı olan, internet sitesinde çok sayıda yazısı olan ve Posta gibi önemli bir gazetede yazan biriyim. Bunu bir başarı sonucu olarak ifade etmiyorum. Zira başarıyı önemseyen veya başarıyı kutsayan kişilerin düştükleri durumları biliyorum. Örnek vermemi isterseniz çok isim yazabilirim.

    Kendi Kararlarınız

    Siz değişim sürecini başlatıp, kendi geleceğinizi kendi kararlarınızla planlayıp uygulamaya başladığınızda kendinizin değiştiğini göreceksiniz. Bir gün bunun da farkına varmadığınızda süreç devam ediyor olacaktır.

    Eski Türk Ticaret kanununda önemli bir cümle vardı. “Tescil Talep üzerine yapılır.” Siz ne talep ediyorsunuz? Hayattan ve gelecekten. Herhangi bir talebiniz ve istediğiniz bir şey yoksa, elled edttiğiniz bir sonuçta olmayacaktır.

    Değişimi neden istiyorsunuz? Sorusuna vereceğniz cevap çok önemli. Para için, başarı için, ünlü olmak için, başkalarını mutlu etmek için, başkalarına kendinizi ispat etmek ve bunun gibi çok sayıda nedeniniz olabilir. Bunlar için değişim istiyorsanız gerçekleşmesi hiç kolay değil. Değişimi sadece istediğiniz için ve beklentisiz olarak başlattığınızda istenen sonuca ulaşabilirsiniz. Bilinmesi gereken şeylerden biri “ herhangi Bir şey sizden önemli hale geliyorsa, sorun yaşayabilirsiniz.

    Değişmek için yapmanız gereken şey değiştirmek. İşe gittiğiniz yolu değiştirin, kullandığınız dili değiştirin, yeni öğrenme süreçleri başlatın istediğiniz konularda. Kendinizi iyi hissederek yaptığınızda yavaş veya hızlı bir değişimin olduğunu hissetmeye başlayacaksınız.

    Yapmak istiyorum cümlesi de önemli bir cümle. Tıpkı çocukluğunuzda “bisiklete binmek istiyorum” diyerek bir kaç saat içinde bisiklete binmesini öğrendiğiniz gibi. Korku duymadan, tedirgin olmadan ve düşeceğinizi hiç düşünmeden.

    Mahalle Baskısı Elalem Baskısı

    Çevrenizdekiler size çok şeyler söyleyebilirler. Mahalle baskısı denilen Bir şey var. Yakın çevrenizin sizin değişiminize gösterecekleri dirence de “Elalem baskısı” diyorum, ben. Dikkate almadan yolunuza devam edin. Birgün yaptıklarınızın ne kadar değerli olduğunu anlayacaklardır. Anlamasalar da onların sorunu deyip, geçin, lütfen.

    Sonraki yazılarımızda hayatı etkileyen olaylara ait örnekleri okuyacaksınız. Acaba sizin hayatınızı ne etkiledi?

    facebook/cengiz.eren

    twitter/cengiz_eren

     

     

     

  • Değişime Direniyor Olabilir misiniz?

    Değişime DirençDeğişime Direnç

    Yaşadığımız olaylar hayatımızı düşündüğümüzden çok daha fazla etkiliyor. Bunun nasıl etkilediğini bilmek kolay değil. Farkında olmadan bu stratejiler değiştirilmeden bunların farkında varmadan değişim çok kolay olmayacaktır.


    Farkında olarak değişmek isteyen insanlar farkında olmadıkları bir direnç gösteriyorlar. Aslında her insan ve hatta her madde sabit kalmaya devam etmek istiyor. Bir taşı kaldırıp attığınızda taş düştüğü yerde sonsuza kadar kalabilir. Rüzgar ve buharlaşma olmasa deniz hareket edemez. Nehirlerdeki sular kod farkından dolayı akar ama denize ulaştığında hareketsiz hale gelecektir.

    Basınç farkları olmasa rüzgarlar da ortaya çıkmayacaktı. Bu bilgiler her maddenin sabit kalma isteğini ortaya çıkarıyor olabilir.

    İnsanlar da yaptıklarını yapmaya devam etmek istiyorlar. Bir yolu öğrenen bir insan hep oradan gitmeye başlıyor ve diğer yolların olduğunu bile unutuyor. Aynı kokular, aynı tatlar, aynı manzaralar, aynı sesler duyuldukça, zihnmize giren yeni bilgi sayısı da azalmış oluyor. Bunun nedeni bildiklerimizi yapmanın kolay olması. Tıpkı bilgisayarda kullandığımız kısa yollar gibi.

    Kısa Yollar ve Kitaplar

    Kısa yollar hayatı kolaylaştırıyor ama gelişmemizi de engelliyor.

    Kişiler kendilerini değiştirmek için çok sayıda kitap okuyor, kişisel gelişim seminerleri, nefes terapileri, eft ve benzeri bir çok yöntemi kullanıyor ama kısa bir müddet sonra herşey eski haline dönüyor. Çünkü bilinen bilinen yol yeni yoldan daha iyidir. Diyebiliriz. Gelecek hafta Zihinsel Detoks hakkında bilgi vereceğim.

    Bu anlamda zihnimizde oluşan programların değişimi kadar geçmişte yaşadığımız olayların duygusal etkilerinden de kurtulmak gerekiyor. Buna ait çok sayıda örnek verilebilir.

    Çok içki içen sürekli olarak kendisi ile çatışan biriyle birlikte olan kadın, kendisine yapılanlardan memnun olmadığı için bu kişiden ayrılıyor. Daha sonra yeni biriyle tanışıyor. Sonrasında herşey yolunda giderken, bir yemekte kendisi garsona siparişi vereceği sırada “Benim masamda oturan kadın garsona sipariş veremez” cümlesini duyduğunda başlangıcında olan birliktelik sona eriyor. Yeni tanıştığı kişinin beklenmedik tepkisi onu rahatsız etmiştir. Daha sonra ne yapıyor dersiniz? Ayrıldığı içki içen sevgilisine geri dönüyor. Çünkü eski sevgilisinin bütün davranışlarını bildiği için beklenmedik hiçbir durumla kaşılaşmayacaktır. (Kurgudur)

    Bu yüzden acı çekmesini öğrenen insanlar acı çekmeye, razı olmayı bilen insanlar razı olmaya, başarışız olmayı çğrenmiş insanlar başarısız olmaya, kaybetmeyi öğrenen insanlar kaybetmeye devam ediyor. Çünkü bu da bilinen bir kısa yol haline dönüşmüştür, diyebiliriz.

    Beklenmedik,  Beklenir

    Beklenmedik olaylarla karşılaşmamak için yaşayacağı bir konuyu, yaşamadan bütük sonçlarını düşünüp beklenir hale getirip tedbir almaya çalışan kişiler farkında olmadan önemli bir yetkinliklerini de kullanamaz hale gelebilirler. Risk almadan, macera yaşamadan ve en önemlisi yaratıcılıklarını hiç kullanmadan yaşamaya devam edeceklerdir. Bu da değişimi biraz daha zorlaştıracaktır.

    Değişime direncin ortadan kalkması için yeni öğrenme süreçleri başlatmak çok önemli. Ama bu yapacağınız şey sorunlarınızdan kurtulmak için yapıldığında ve başkasının kararı ile gerçekleştiğinde istenen sonucu hayatınıza taşımayacaktır.

    Bir düşünün, bugüne kadar kendi kararınızla, kimseye sormadan, onay almadan neler yaptınız? Öğrendiğiniz bilgileri davranışlarınıza aktarıp kullanmaya başladınız mı? Bilgi davranışlara aktarılmadığı müddetçe öğrenmemiz gereksiz. O yüzden çok bilen çok yanılır diyorlar. Arşimed kanunu biliyor ve denizde doğuluyorsak Arşimed kanununu öğrenmemize gerek yok. Deniz de kendimizi rahat bırakabilsek, su bizi yüzeye taşıyacaktır. Korkarak yanlış hareket ettiğimizde boğulmamız kolaylaşıyor. Ölen balıkların hepsi yüzeye çıkıyor ve rüzgarla oluşan dalgalar onları kıyıya atıyor. Böylece deniz temiz kalmaya devam ediyor. Denizin bile kendisini koruduğunu söyleyebiliriz. Siz Kendinizi koruyor musuz?

    Kendi Kararlarınız

    Bugün 14 Şubat Sevgililer günü, sevgilinizle, eşinizle, arkadaşınızla ya da kendi başınıza “yeni” bir şey yapın, daha önce hiç yapmadığınız. Göreceksiniz ki bunu devam ettrdiğinizde değişim de hayatınıza gelecektir. Davranışlarınızı, kullandığınız kelimeleri, düşüncelerinizi, çevrenizi değiştirdiğinizde değişim kolaylıkla gerçekleşebilir.

    Daha önce de ifade ettiğimiz gibi değişim herkesi rahatsız edebilir. Zira değişmeyen insan kolay yönetilir.

    Karar Sizin

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

    Bu yazı Posta Gazetesi Pazar Günü Bölge eklerinde yayınlanmıştır. NLP bilgileri ve NLP teknikleri ile yapılan NLP Seminerlerinde aktarılan bilgilerden oluşturulmaktadır. 

     

     

  • Devşirme Posta NLP

    fetullah gülen devşirme

    El Condor Pasa

    Zarzuela isimli tiyatro eserinin müziğidir, El Condor Pasa. Özgürlüğün şarkısı olmuştur, Peru'da ve Peru milli değeri olduğu 2004 yılında kabul edilmiştir. Bu şarkı ingilizce sözlerle Bridge Over Troubled Water isimli albümünde Simon ve Garfunkel tarafından seslendirilir. Adı “If I could” 'dur ve albüm Amerika müzik listelerinde 152 hafta birinci sırada yer alarak rekor kırar.

    Sarkı içinde yazılan “I'd rather be a hammer than a nail” ( çivi olmak yerine çekiç olmak isterdim) sözleri bu anlamda önemli. Çivi yerine çekiç olmak daha iyi görünüyorsa da, çekicin kimin elinde olacağı hiç aklımıza gelmeyecektir, bu şarkıyı dinlerken.


    Devşirme

    Son darbe teşebbüsünü yapanlar çivi ise, çekiç kim ve çekiç kimin elinde. Zeki ve gelir seviyesi düşük ailelerin çocuklarının ele alınıp, onların yetiştirilmesi ve bir yerlere köstebek olarak yerleştirilmesi ve sonra da bunların kullanılması. Devşirilmiş çocuklar büyüdüklerinde kendisine bu fırsatları sağlayan kişiye/kişilere bağlılık duymaya devam edecek, ne söylenirse yapmaya devam edeceklerdir.

    Darbe teşebbüsünü yapan bu kişilerin uzun yıllardır kendilerini gizleyen insanlar olduğunu görüyoruz. Devşirilmiş ve kendilerini gizlemiş kişiler. Ve bunlar bir gün ortaya çıktılar darbe teşebbüsü ile, insanların üzerine ateş saçtılar, yüzlerce kişi şehit oldu ve yaralandı. İnançları içinde insan değeri olmadığı anlaşılıyor. Kendi insanının üzerine ateş açmak, kendi insanını düşman gibi görmek anlaşılır gibi değil. İnsan sevgilerinin olmadığı anlaşılıyor.

    Fetullah Gülen ve Beddua Konuşması

    Hocası Said'i Nursi VAN'da yaşamışken, kendisi PennsilVANia'da yaşayan Fethullah Gülen ise, meşhur Beddua konuşmasında olacaklara ait mesajları veriyordu. Şöyle diyordu.

    “Dinin Ruhuna aykırı birşeyler yapmışlarsa,

    Yaptıkları şey Kuran'ın temel disiplinlerine aykırı ise,

    Sünneti Sahiya'ya aykırıysa,

    İslamın hukukuna aykırıysa,

    Modern hukuka aykırıysa,

    Demokratik telakkilere aykırıysa,

    Allahbizi de onları da yerlerin dibine batırsın.

    Evlerine ateş salsın,

    Yuvalarını başlarına yıksın,

    Ama öyle değilse hırsızı görmeden hırsızı yakalıyanın üzerine gidenler,

    Cinayeti görmeyipte masum adamlara cürem atmak süretiyle onları karalamaya çalışanlar,

    Allah onların evlerine ateşler salsın,

    Yuvalarını yıksın,

    Birliklerini bozsun,

    Duygularını sinelerinde bıraksın,

    Önlerini kessin,

    Birşey olmaya imkan vermesin,”

    Burada Din, Kuran, Sünneti Sahiha, İslam Hukuku, Modern Hukuk, Demokratik Telakkiler tanımları Fetullah Gülen'in zihnindeki hiyerarşiyi göstermektedir. Din'in Kuran'dan önce gelmesi de önemli bir gariplik sayılabilir.

    15 Temmuz

    Aslında bu konuşmasında 15 Temmuz kalkışmasında neler yapılacağına dair mesajları verdiğini anlıyoruz. Bir çok yere ateşler yağdı, insanlar öldü, yaralandı, düzenleri bozuldu. Bu hareketlenme sessiz Türk insanının sahaya inmesiyle önlendi. Bence en önemli değişim bu. Türk insanı kendisine, bizler de Türk insanına güvendiğimizde sorunlar kolaylıkla hallolacaktır.

    Buradan anlaşılan şey herhangi bir şeyi kendinizden daha fazla önemsiyorsanız sorun yaşarsınız. Ayrıca Ne çekiç, ne çivi olmaya da gerek yok. Kendiniz gibi olmak en önemlisi. Tabii Karar her zamanki gibi sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

     

  • Duvarlar ve Zihinsel Sınır'lar Cengiz Eren'den

    Duvarlar ve Zihinsel SınırlarHero Filmi

    Jet Li'nin oynadığı Hero-Kahraman filminde de anlatılan Qin hanedanından Shi Huang çeşitli hanedanlarla savaşıp onları yenerek Çin'i birleştiren kişidir. Çin'i birleştirdikten sonra kuzeyden gelen saldırılara engel olmak için dünyanın en büyük duvarı, Çin Seddi'ni tamamlamıştır. Qin Shi Huang ülkeyi birleştirdikten sonra eyalet sistemine geçmiş ve kendisine Afang sarayı ve Lishan mezarını inşa ettirmiştir. Aynı zamanda tanrıdan uzun ömürlülük ilacını bulmak içinde bir doktoru ve binlerce genci görevlendirmiş ama hastalanarak vefat etmiştir.

    Duvar Çin Seddi

    Hem duvarlar ve hem de duvar veya bina ile çevrili iç bahçeler zihinlerde sınır yaratır. Çin Seddi de Çinlilerin zihninde sınırlar yaratmış ve medeniyete bir çok yeniliği getiren Çin, Çin Seddi yapıldıktan sonra kendi içine kapanmıştır. Bu içeri kapanıs süreci bir kaç 10 yıl önce ancak aşılabilmiştir. Bu aşıldıktan sonra ise Çin dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline gelmiştir.

    Duvarlar sınır yaratır demiştik. Özellikle okul bahçesi duvarları. Yüksek okul duvarları, telçitten duvarlar, jiletli telden yapılmış duvarlar orada okuyan çocukların zihinlerinde farkında olmadan sınır yaratacak ve çocukların yaratıcılıklarını engelleyececektir. Okul duvarları neden yapılır? Dışarıdaki insanların okula girmemesi için mi? Yoksa okulda okuyan öğrencilerin dışarı kaçmaması için mi? Yoksa farklı bir nedenle mi? Bu konu üzerinde düşünmek gerekebilir.

    Aynı şekilde şehirde yüksek duvarlı siteler içinde yaşayan insanlarında zihninde benzer sınırlar yaratılabilir.

    Doğada ise sınır yok. Doğal ve sınırsız ortamlarda yetişen çocukların daha yaratıcı olduğu söylenebilir.

    İnsan

    İnsanı hayvandan ayıran en önemli özellik diye sorsam aklınıza ne gelir? Cevap ise şöyle olabilir. Hayvan uyum sağlar. İnsan ise çevreyi kendisini korumak için hemen değiştirmeye başlar. Daha önce mağaralarda yaşayan insan, yerleşik düzene geçtikten sonra korunmak için yüksek duvarlar yapmaya başladı. Site-şehirler bunun ilk örnekleri idi. İnsanın daha güvenli yaşamasını sağlayan duvarlar insanı korur ama doğadan uzaklaştırır.

    Berlin duvarı, İsrail'in Batı Şeria'da yakın zamanda yapmaya başladığı ve tarihte yapılmış MS 122 yılında yapılan Hadrian duvarına benzer duvarlar, bunu yapanların gelişmelerini farkında olmadan engellemiştır, diyebiliriz.

    Türkiye'de yaşanan durumlardan dolayı Suriye sınırına duvar yapmaya başladı. Zorunlu olarak yapılan bu duvar da Türk insanının yaratıcılığını kullanmasını engelleyebilir.

    Yaratıcılık

    Yaratıcılığın kullanılabilmesi için zihinsel sınırların ötelenmesi düşündüğümüzden daha önemli. Zihinsel sınırlar doğa içinde yer alarak, ülkeyi, dünyayı gezerek, dolaşarak, ülkeler arası seyahat ederek ötelenebilir. Bu anlamda havayolu şirketlerimiz çok önemli bir işlev yerine getiriyor yaratıcılık süreçleri için.

    Kin Tutmak

    Qin Hanedanından Shi Huang, ülkeyi birleştirip, Çin Seddi'ni yaptığı gibi bu gün dilimizde kullandığımız “Kin Tutmak” terimini de bize kazandırmış olabilir.

    Zihinsel sınırların ötelenmesi, hem kendimiz ve hem de çocuklarımız için önemli. Sınırları ötelemek kararı ise, tabii ki yine sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    Yazı Posta Gazetesi bölge eklerinde yayınlanmıştır. NLP Teknikleri, NLP Bilgileri ve NLP bakışı ile farkında olunmayan sonuçların farkına varılmasını sağlamaya çalışmaktadır.

     

     

  • Duygusal Hareketler Posta Gazetesi Bölge Ekleri

    Değişebilenler Değiştirir

    Duygular

    Duygularınızın da bir ritmi olduğunu biliyor musunuz? Bazen sakin yaşanırken hayat, bazen nefes nefese yaşanır hale geliyor. Bunun bildiğimiz ve bilmediğimiz nedenleri olabilir. Bu yazıyı yazarken gökyüzünde tabak gibi parlayan bir dolunay var. Güneşten gelen ışığı dünyaya yansıtıyor. Dolunay duygular uyandırır, şarkılar yazılır dolunay için.


    Bir de futbol maçları var. Geçen hafta 1-1 biten derbi maçında Fenerbahçe stadından Kadıköy'e yayılan sesler, mehtap seyrederken ortaya çıkan duygulara hiç benzemiyor. Gol olduğunda ortaya çıkan gürültü ile gol yendiğinde ortaya çıkan sessizlik çok ani olarak değişiyor. Televizyonda seyredilirken de tepkiler farklılaşıyor. Kızanlar, sinirlenenler, küfredenler ve daha fazlası.

    Sürekli Duygusal Hareketler

    Analog duygusal hareketlerin ortaya çıktığı durumlar, kişinin kendisini rahat ve huzurlu hissettiği durumları anlatır. Evde sohbet ederken, resim yaparken, klasik müzik dinlerken, fotoğraf çekerken, yazı yazarken, sevgilinizle, eşinizle birlikte olduğunuzda bu duygusal hareketler yaşanacaktır. Duygular uzun zaman aralığında değişebilecek bir akış içinde olacaktır.

    Bir de çok kısa zaman aralıklarında duyguların hızlı olarak değiştiği durumlar vardır ki, bunlara da dijital duygusal hareketler diyoruz. Bir an için kendisini iyi hisseden kişi, çok kısa bir zaman sonra kendisini çok kötü hissedebilecektir. Hızlı inişler ve çıkışlar kişinin hem kan basıncını, kalp çarpışını değiştirecek ve farkında olmadan süreklilik gösteriyorsa kişi bu duygusal hareketlere bağımlı hale gelecektir.

    Kesikli Duygusal Hareketler

    Dijital duygusal hareketlerin yaşandığı durumlara bakıldığında, yarışmacı spor yapan kişilerin tamamında bu duygusal hareketler kolaylıkla görülebilir. Fanatik taraftarı olduğunuz takımınızın maçını seyrederken, borsa alım satım yaparken veya borsayı izlerken, kumar oynarken, uyuşturucu kullanıldığında, çok hızlı araba kullanırken, tango yarışmalarına katılırken, yarışmacı bir spor yaparken dijital duygusal hareketler görülecektir. Bu duygusal hareketler hayatın her alanına yayılılıp, bu duygusal duruma bağımlı hale gelebilir.

    Çoğu insanın bağımlı hale geldiği bilgisayar oyunlarında bu sonuç görülmektedir. Kişi her boş kaldığında telefonundaki oyunu hemen açmakta ve uzun saatler oynamaya devam etmektedir. Çocukların bilgisayar oyunlarına bağımlı hale gelmesinin nedeni de bu sayılabilir. Zira oyun hep devam eder.

    Analog duygusal hareketler kaynakların kullanılabilmesini sağlamakta iken, dijital duygusal hareketler zihinde varolan kapakların açılması ile anlık sert tepkilere yol açabilecektir. Bir faul yaptığı için sarı kart gören futbolcu, kırmızı kart göreceğini bildiği halde itiraz edebilmekte ve hatta hakeme küfredebilmektedir. Sonrasında ise “ne yaptığımın farkında değildim, kendime hakim olamadım.” cümlesine benzer bir cümle söyleyecektir. Taraftarı olduğu takımın maçını izlerken, bağıran, küfür eden çok sayıda insanı futbol maçlarında görüyoruz. Ya da trafikte hızla giderken kendisine yol vermeyen araca, kızılması ve küfür edilmesi anormal olmayacaktır.

    Bu bağımlılık haline gelip hayatın başka alanlarını da, dıjital duygusal hareketlerin kapsamasını sağlayacak ve kişi her içerikte, evde, işte, sokakta, hatta sekste bile nefes nefese bir durumu yaşamaya çalışacaktır. Kişini kalbinin aşırı yorulmasını, kendisini bu duygusal durumu yaşamadığı anlarda çok yorgun ve bitkin hissedecektir.

    Tepkiler

    Hayatı yaşarken beklenmedik tepkiler gösteriyorsanız, olur olmaz şeylere kızyor ya da üzülüyorsanız, yakınınızdaki insanlara sert davranıyorsanız, sürekli korku ve tedirginlik hissediyorsanız, arabanızı çok hızlı kullanıyorsanız, boş kaldığınız zamanlarda telefon veya bilgisayarda oyun oynuyorsanız, bu durumlarda zamanın nasıl geçtiğini farketmiyorsanız, analog hale geçmek için değişim zamanı gelmiş demektir.

    Seven, sevgisini ve hissettiklerini paylaşabilen ve hayatı nefes nefese yaşamak yerine sakince ve akış içinde ve istediklerini yaparak yaşayan insanlar, yaratıcılıklarını daha kolay kullanacaklardır.

    Kendinizi kötü hissettiğiniz durumlar için yapabileceğiniz en kolay şey, suyu açıp bir kaç dakika akan suyu seyretmek sizi rahatlatır, tıpkı duş yaptığınızda, gözyaşı döktüğünüzde ya da derin derin nefes aldığınızda rahatladığınız gibi. Suyun deliyi bile sakinleştirdiğine dair atasözümüz de var. Su akar, deli bakar.

    Hayatı nasıl yaşamak istersiniz? Dijital mi? Analog mu? Karar sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    Posta Gazetesi Bölge Ekleri Pazar NLP ile Hayatın Yönetimi Sende köşe yazısı

     

     

     

  • Ertuğrul Özkök Arama Trendleri

    Ertuğrul Özkök Arama Trendleri

     Ertuğrul Özkök. Türk basın tarihinin önemli isimlerinden biri. 20 yıl Hürriyet gazetesi gibi önemli ve etkili bir gazetenin başında olabilmek büyük başarı sayılabilir.  Ama daha önemli başarısı hem gazeteciliğe taşıdığı "sit-com" gazetecilik kavramı ve hem de yeni yazarlar bulmak konusundaki yeteneği.  Aynı zamanda geçmişten gelen DJ özelliğinden dolayı, attığı manşetlerle toplumun "mood'unu" şekillendirebilmiş olması. Bunlar gerçekten önemli özellikler. Lider olan kişinin kavram üretmesi en önemli saydığım içerik. Kavram üretmek.

    Erol Simavi

    Erol Simavi'den çok şey öğrenmiş olduğunu düşünüyorum. Öğrendiklerini kullandığı ve esnek olabildiği için bu kadar uzun zaman görevde kalmış durumda.  2007 yılında Tayyip Erdoğan ve AKP'nin gücünü arttıracağını farkedememiş olması en büyük hatası. Örneğin bu dönemi ve durumu  farkeden Cüneyt Özdemir, Soner Yalçın'dan ayrılıp yeni oluşan güce doğru akmış durumda. 411 El Kaosa Kalktı manşeti ile Ertuğrul Özkök, ilk önemli tepkisini hükümetten görmeye başlıyor. Daha sonra ise Başbakan'ın Anayasa Mahkemesindeki kapatma davası için kendisinden istediği desteği vermeyeceği de anlaşılıyor.  Yazdığı yazıda Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı ve Hürriyet Cumhuriyetinin Üst Yöneticisi görüştüler cümlelerini yazıya döküyor. Bu ise onun genel yayın yönetmenliğinin sonu olmasını sağlıyor.

    Kendisi çok sayıda köşe yazarını kazandırmış durumda. Ahmet Hakan, Serdar Turgut, Ayşe Arman, Kanat Atkaya, Serdar Turgut ve daha bir çok kişi onun üretimi sayılabilir.  Bu konudaki yeteneğini takdir etmek gerekiyor ve bu isimler basında hala etkin durumda.

     

    En sevmediği şeyin ter kokusu olduğunu yazılarından biliyoruz.  En büyük kabusu ise rüyalarında gördüğü çamurlu yollara dönmek ve kalabalık minibüslere binmek olduğu söylenir.

    Google arama trendlerine bakıldığında 2005 yılından itibaren yükselen trendi, en yüksek noktayı Hürriyet Gazetesi genel yayın yönetmenliğinden ayrılması ile yakaladığı görüyoruz.  Ayrıldıktan sonra yazdığı yazılarda kızgınlık hissedilse bile son dönemdeki yazılarının daha bilgece olduğu söylenebilir.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

    http://www.erenlp.com

     

     

  • Eşik, Araf ya da Kapıda Kalmak

    Eşiğin Şarkısı

    Şarkı şöyledir. “Ne gökte ne yerdeyim, bir garip seherdeyim, bir başkayım bu akşam, sarhoş olamıyorum”. Eşik duygusunu ya da arafta kalmayı en güzel anlatan şarkılardan biridir.


    Arafta Kalmak

    Dikkatli olarak incelediğimizde bir çok sanatçının, yazarın, şarkıcıların ve politikacıların arafta kaldığını, eşik duygusunu yaşadığını söyleyebiliriz. Yaşanan tecrübeler nedeniyle zihinsel olarak içeride ve dışarıda yer alamayan insanlar eşikte yaşamaya devam ederek içerisi ve dışarısını iyi gözlemler ve izlerler. Yazar ise yazarken, sanatçı ise çizerken, bestelerken, şekillendirirken, sanatını icra ederken, eşikten çıktıkları ve hissetmeye başladıkları için bu eylemlerini yapmaya devam ederler.

    İçerisi Dışarısı

    İçeride yer alan kişi dışarı çıkmak istemez, dışarıda yer alan kişi ise, içeriye girmek istemez. Hep bulundukları yeri korumak isterler. İçeride bir darbe yiyen kişi, kendisini o ortamın dışına atacak, ve dışarıda yaşamak isteyecektir. Ancak dışarıda da bir darbe yediklerinde yeniden içeriye dönemeyecekleri için eşik duygusunu yaşamaya başlarlar.

    Eşikte ya da arafta herhangi bir duygu hissedilmesi kolay olmayacaktır. Bu yüzden duyguları rasyonel olarak üretilir. “Bana çok iyi davranıyor, beni seviyor, o yüzden ben de onu seviyorum” gibi bir mantıksal süreç ile sevdiklerini hissederler. Kendi hayatlarını yaşarken olmayan tutkuları, yazarken, çizerken, söylerken, bir sanat eseri yaratırken ortaya çıkar.

    Hayatı Sadece İzlemek

    Kendinizi sorguladığınızda ortaya çıkacak sonucu merak ediyorum. Hayatınızda hep aynı şeyleri yapıyor ve “fotokopi günler “ yaşıyorsanız, içeride kalmış olabilirsiniz. Hep yeni farklı değişik şeyler yapma çabası ise, dışarıda kaldığınızın göstergesi sayılabilir. Hayatı sadece izliyor ve bir duygu hissedip ifade ediyorsanız, eşiğin ortasında yer almışsınız demektir. Önemli olan ise, istediğiniz zaman içeride, istediğiniz zaman dışarıda ve gerektiğinde eşikte kendi kararınızla yer alabilmek. Bu hayatınızı yönetmenizi kolaylaştıracaktır. Tabii her zaman olduğu gibi karar sizin.

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve eğitmeni

    Bu yazıs Posta gazetesi bölge eklerinde yayınlanmış, NLP bilgileri ve NLP Teknikleri kullanılarak hazırlanmıştır.

     

     

  • Farkındaysanız Dışındasınız

    Cengiz Eren FarkındalıkFarkındaysanız, Dışındasınız..


    Bugünlerde çok konuşulan biri farkındalık. Farkında olalım, farkına varalım, farkına vardım, farkındayım, cümleleri çok söyleniyor. Bize önerilen blgiler içinde de farkındalık önemli görünüyor.

    Duyu Organları ile Korumak

    Farkındalık gerçekten iki süreç için çok önemli. Birincisi ve en önemlisi kendimizi koruma süreçleri için farkındalık gereklidir. Duyu organlarımızdan çok sayıda bilgi alıyoruz. Bu bilgiler görsel, işitsel, kokusal, dokunsal ve tatsal kanalarımızdan geliyor. Bir arabanın sesini duyduğumuzda dönüp bakıyoruz. Üzerimize doğru geliyorsa hemen kendimizi korumak için harekete geçiyor ve koruyoruz.

    Öğrenme Süreçleri

    Farkındalık sürecinin gerekli olduğu ikinci süreç ise. Öğrenme süreçleri. Yeni bir şeyi farkında olarak öğrenmeye çalışıyoruz. Daha sonra da bu bilgiyi düşünmeden kullanabiliyoruz. Bisiklete ilk bindiğiniz zamanları düşünün. Öğrendiğinizde bisiklete binmeyi bilip bilmediğinizi düşünmeden, nereye gideceğinize, ne kadar süre bisiklete bineceğinize ve nereden döneceğinize karar veriyorsunuz.

    Bisiklete binmek bu anlamda önemli. Zira insanın kendi gücü ile hareket edebildiği ender araçlardan biri, bisiklet. O yüzden çocukların bisiklete binmeyi küçük yaşta öğrenmesi çok önemli. Bilmiyorsanız, siz de hemen bisiklete binmeyi öğrenirseniz iyi olur. Kendi kararları ile hareket edebilen çocuklar, bisiklete binerken zihinsel sınırlarını da öteleyebilirler. Bisikletle dünyayı dolaşanlar bile var.

    Hayatın her anında ortaya çıkacak farkındalık, kişiyi farkında olmadan hem çok yoracak ve hem de hayatı izleyen biri haline haline getirecektir. Bu daha sonra yazacağımız yazılardan birinin konusu. Eşikte kalmak.

    İnsan hayatında öğrendiğimiz bilgiler de önemli. Dış dünyadan, sözlü olarak, kitaplardan, internetten, sosyal medyadan çok sayıda bilgi alıyoruz. Bu bilgilere karşı da kendimizi korumamız önemli Öğrendiğimiz bilgiler fırsat ve seçeneklerimizi arttırıyorsa, bunları zihnimize almalı geri kalanlarını ise, başka kullanmak isteyenlere bırakmalıyız.

    Fırsat ve Seçeneklerin Arttırılması

    Örneğin ingilizce öğrenmek. İngilizce öğrendiğimizde iletişim kurabileceğimiz insanların sayısı artacaktır. Türkçe konuşurken iletişim kuracağımız insan sayısı, ingilince öğrendiğimizde, 75 milyondan 3.5 milyara çıkacaktır. Fırsat ve seçeneklerimiz artacaktır. Bisiklete bindiğimizde daha uzağa, araba kullanabildiğimizde çok daha uzaklara gitmemiz bizi geliştirecektir, kendi kararlarımızla olduğunda.

    Bu yüzden bize aktarılan bilgilerin yorumlanması önemli hale geliyor, kendimizi farkında olarak korumamız için. Öğrendiğimiz bilgileri kullanmamızda çok önemli. Bilgi davranışlarımıza aktarılmıyorsa, herhangi bir yararı olmayacaktır. Ben ingilizce biliyorum ama yabancılarla konuşmam diyen bir kişinin durumu gibi olabilir.

    Herhangi bir anınızın iyi ya da kötü olduğunun farkındaysanız, o anın dışına çıkmışsınız demektir.
    “Biz seninle ne kadar mutluyuz” cümlesini kurduğunuzda, kısa bir müddet sonra o içerikte, kötü hissedeceğiniz bir durumla karşılacaksınız demektir. “Bu dersten çok iyi not aldım” diyen öğrenci bir sonraki sınavda, istediği notu almakta zorlanacaktır.

    Düşünmeden

    Bir karar verdikten sonra düşünmeden yaşamaya başladığınızda istediklerinizin gerçekleşmesi kolaylaşabilir. Farkındalık, sorgulamaları, sorgulamalarda sürecin tamamlanmasını engeller. 1-0 öne geçtiğinde “şampiyon olduk” diye düşünen futbolcular, bir gol yediklerinde telaşlanıp bir gol daha atamaz ve şampiyonluğu başkalarına kaptırabilirler. Buna ait örnekleri hatırlıyor olabilirsiniz.
    Böylece şunu özet olarak söyleyebiliriz. Yeni bir şey öğrenirken ya da yeni bir durumlar karşılaşıp kendinizi korurken farkında olmanız önemli. Bunun dışındaki haller için “farkındaysanız, dışındasınız” diyebiliriz. Hayatın dışında kalmadan yaşamak, duyu organlarınızdan içeri mümkün olduğu kadar zengin bilgi girmesi yararlı olur. Bu da diğer bir yazının konusu.

    Buradaki bilgileri de yorumlamanız düşündüğünüzden daha önemli, her öğreneceğiniz yeni bilgiyi yorumlamanız gerektiği gibi.

    facebook/cengiz.eren
    twitter/cengiz_eren

    Cengiz Eren

    NLP Uzmanı ve Eğitmeni

     

TOP