Manşet Hürriyet
Kullanılan kelimeler ve cümlelerin çok önemli olduğunu uzun zamandan beri ifade ediyoruz.
Bir cümle insanı mutlu edebildiği gibi, kavga da çıkarabilir, cinayete bile yol açabilir. Buna ait örnekleri gazetelerde okuyoruz. Yaşadığımız zaman, gergin ortamların olduğu ve insanın kendisini iyi hissetmediği dönemler.
Patlamalar, terör, savaş ve referandum herkesin zihinsel kapaklarını açmış durumda. Bu anlamda kişiler çok hassas hale geldiği için tepkiler çoğu zaman düşünüldüğünden çok daha sert olabiliyor. Buna zihnimizdeki kapakların açılması diyoruz.
Böylece kişi geçmişte gösteremediği tepkileri bu durumu yaratan kim varsa o anda gösteriyor. Kavgaların, gürültülerin, şiddetin ve hatta cinayetlerin artması en önemli nedeni bu durum sayılabilir.
Karargah Rahatsız
Hürriyet gazetesinin manşetten verdiği “ Karargah rahatsız” haberi de dil kullanımının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Yazılı olarak sorulan sorulara verilen cevaplar içinde bu kelimeler olmamasına rağmen, aktarılan bilgilere istinaden atılan yorum içeren bu başlık Türkiye'nin gündemini bir kaç gündür meşgul ediyor. Ardı ardına gelen açıklamalar, Hürriyet sitesinden ve Genel Kurmay sitesinden yazılı açıklamalar ve Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın sözel açıklamaları ve çok sayıda yazılan köşe yazısı konunun önemini anlatıyor.
Sedat Ergin
İki kelime “Karargah”, “Rahatsız” kelimeleri birleştiğinde darbeye yönlendiren bir söylem olduğu varsayılıp, gösterilmeyen tepkiler bir anda gösterilmiş durumda. Geçmişte yaşanan darbeler, 28 Şubat, 15 Temmuz darbe girişimi bir çok rahatsızlığın ortaya çıktığı durumlardı. Gösterilen tepkiler geçmişe ait kapakların açılması ile görünür hale geldi.
Karargah Rahatsız yerine Karargah Rahat kelimelerini kullanılsa idi, tabii ki durum farklı olabilirdi. "Sız" Eki, Ankara bölge müdürü ve Hürriyet Genel Yayın yönetmeni Sedat Ergin'in konumlarını kaybetmesine neden oldu. Bazen hayatı 3 harf, bazen bir harf veya sayının değiştirebildiğine dair bir örnek sayılabilir.
Altımız Çürük
Hürriyet Gazetesi pek farkında olmasa da, o zamanın Cumhurbaşkan Süleyman Demirel'in 17 Ağustos depreminde söylediği “Altımız Çürük” manşeti, Demirel'in politik hayatının sona ermesini sağlamıştı.Nasıl mı? Açıklaması uzun. Bir başka yazının konusu olabilir.
Yazılı ve sözlü dil kullanımının ne kadar önemli olduğuna dair bir örneği daha, böylece görmüş olduk. Manşetler önemli, Hürriyet gazetesinin manşetlerinin hala çok önemli olduğunu gösteren bir veri olarak da alınabilir, ortaya çıkan bu sonuçlar.
Cengiz Eren
NLP Uzmanı ve Eğitmeni
http://www.erenlp.com